Dünya Sağlık Örgütü (WHO) COVID-19 salgını sırasında meydana gelen yıkımı, sağlık sistemlerinin çöküşünü, küresel ekonomideki kayıpları yeniden yaşamamak için hazırlık yapmanın önemini daha önce de vurgulamıştı. Bu, bir salgına veya birden fazla ülkeye veya kıtaya yayılması halinde pandemiye neden olabilecek, şu anda bilinmeyen bulaşıcı hastalıklara atıfta bulunmak için WHO tarafından benimsenen varsayımsal bir terim. X hastalığı terimi COVID-19’dan önce ortaya çıkmış ve WHO tarafından 2018 yılında yayımlanan öncelikli hastalıklar listesinde yer almıştı.
R&D Blueprint (Araştırma ve Geliştirme Yol Haritası) adlı plan ise WHO’nun bir araya getirdiği uzmanlardan oluşan bir koalisyonun geliştirdiği ve salgın hastalıklar sırasında araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin hızlı bir şekilde etkinleştirilmesine olanak tanıyan hazırlık planlarını içeren küresel bir strateji. Bu planın amacı hayat kurtarmak ve büyük ölçekli bir krizi önlemek için kullanılabilecek etkili testlere, aşılara ve ilaçlara erişimi hızlandırmak. Son yıllarda SARS (Şiddetli Akut Solunum Sendromu), domuz gribi, MERS (Orta Doğu Solunum Sendromu), Ebola ve COVID-19 gibi bir dizi küresel hastalık salgını gördük.
Sağlık uzmanları bir sonraki büyük pandeminin yakında gerçekleşebileceğinden ve bunun Covid-19’dan daha ciddi olabileceğinden endişeleniyor. X hastalığı şu anda gerçek olmasa da araştırmacılar, bilim insanları ve uzmanlar böyle bir virüsle mücadele etmek için proaktif bir eylem planı oluşturmayı ve sağlık sistemlerini olası bir pandemiye hazırlamayı umuyor. Geçen hafta Dünya Ekonomik Forumu’nda WHO Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’un yönettiği, “X hastalığına hazırlanmak” başlıklı oturumda çok daha ölümcül bir salgının sağlık sistemleri için oluşturacağı zorluklara hazırlanmaya yönelik gereken yeni çabalar konuşuldu.
Dünya liderlerine seslenen Dr. Tedros, “Elbette bunun panik yaratabileceğini söyleyenler var. Ama olabilecek bir şeyi öngörmek ve ona hazırlanmak daha iyi çünkü tarihimizde bu birçok kez oldu ve hazırlanmak gerekiyor” dedi. COVID-19 salgını dünyanın çok büyük bir bölümünü hazırlıksız yakaladı. Ancak BBC’nin 2021’de yaptığı bir habere göre, “Epidemiyologlar ve diğer uzmanlar yıllardır insanların kendilerini küresel bir salgına doğru sürüklediği” konusunda uyarıyordu. Bu uzmanların çoğu pandemilerin hayvanlardan kaynaklanmasından endişeleniyor. Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan yeni hastalıkların %75’inin zoonotik olduğu söyleniyor. Yani hayvanlardan insanlara yayılabiliyor. Çin’deki bir pazarda satılan pangolinlerden insanlara bulaştığı düşünülen Covid-19 da bundan farklı değil.
COVID-19 gibi zoonotik hastalıkların insan eylemleri nedeniyle daha riskli hale geldiği düşünülüyor. İnsanların iklim üzerindeki etkisi, vahşi yaşam alanlarını ihlali ve küresel ulaşım gibi etkenler hayvanlardan kaynaklanan hastalıkların yayılmasına yardımcı oluyor. Bazı uzmanlara göre bunlar kentleşme, aşırı nüfus artışı ve küresel ticaretle birleştiğinde ise daha fazla salgının ortaya çıkması için ideal bir ortam oluşturuyor. Dr. Tedros, Dünya Ekonomik Forumu oturumunda yaptığı konuşmada WHO’nun yeni bir salgına hazırlanmak için hazırladığı önlemleri uygulamaya başladığını söyledi. Bu önlemler arasında bir pandemi fonu ve Güney Afrika’da aşıların yerel olarak üretilmesini sağlayan ve böylece ülkeler arasındaki aşı eşitsizliği sorunlarının üstesinden gelinmesine yardımcı olacak bir “teknoloji transfer merkezi” yer alıyor.
Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 2022 tarihli bir raporunda, olası bir pandemi için yeni sistemler geliştirmek yerine mevcut sistemlerin güçlendirilmesini tavsiye etti. Ayrıca yeni bir pandemi öncesinde olası yeni sistemlerin test edilmesini de teşvik etti. Haziran 2022’de WHO, sağlıkla ilgili verilerin sürekli olarak ve sistematik bir şekilde toplanması, analiz edilmesi ve yorumlanmasını güçlendirmek için 10 öneri yayımladı, “salgınları yayılmadan, insan hayatına mal olmadan ve kontrol edilmesi zorlaşmadan önce hızlı bir şekilde tespit etmek için etkili bir hastalık gözetim sistemi gerekli” dedi.
WHO ayrıca salgınların her zaman bilinen bir kaynaktan ortaya çıkmadığını ve “henüz insan hastalığına neden olduğu bilinmeyen bir patojenden kaynaklanabileceğini” de söyledi. Öte yandan çoğu kişi önümüzdeki süreçte aşı teknolojilerinde daha fazla ilerleme olmasını bekliyor. Birden fazla COVID-19 aşısı, salgından sonraki bir yıl içinde dünya genelinde kullanıma sunuldu. Bu, aşı oluşturma hızı açısından önemli bir gelişmeydi. Gelecekte bilim insanları mevcut “aşı tariflerinin” hızla kullanılarak insanları korumaya yardımcı olacak yeni aşılar üretilebileceğine inanıyor.
medimagazin.com.tr/guncel/x-hastaligi-nedir-bir-sonraki-pandemiye-ne-kadar-hazirlikliyiz-109467