Yapay tatlandırıcılar neler; yararları var mı, zararları neler?

yapay tatlandırıcılar, tatlandırıcılar, splenda, asesülfam k ve sağlık

Doğal tatlandırıcı molekülleri benzerlerinin laboratuvarlarda yapay olarak sentezlenmesi ile elde edilen maddelerdir. Genellikle sıfır ya da sıfıra yakın miktarda enerji (kalori) içerirler.

İnsan yapısının, gelişimi boyunca karşılaşmadığı bu tür kimyasal maddelere uzun dönemde nasıl tepki vereceğini her zaman doğru biçimde belirlemek mümkün olmadığından , bu türden yeni bir ürünün kullanıma sunulması için gerekli yasal izinlerin alınması çok zordur. Kullanımına izin verilen yapay tatlandırıcılar şunlardır:

  • Asesülfam potasyum (Acesulfame K),
  • Alitame,
  • Aspartam,
  • Siklamat,
  • Dulsin (Dulcin),
  • Neotame,
  • Sakkarin ve
  • Sükraloz.

Sakkarin (Saccharin, E954)

19. yüzyıl sonlarında Toluen denilen kimyasal maddeden laboratuar ortamında sentezlenmiştir. Sakkarin şeker değeri 300-400 arasıdır, yani bildiğimiz şekerden 300-400 kat daha fazla tatlıdır.
Sakkarin Zararları
En önemlisi başta idrar kesesinde olmak üzere olası kanser yapıcı etkisidir. FDA 1977 yılında yüksek dozda sakkarin alımının hayvanlarda üriner sistem tümörlerine neden olduğu ortaya çıkınca insanlarda sakkarin kullanımının kanser ile ilişkisi olabileceği riski nedeniyle kullanımı yasaklamıştır. Fakat daha sonraları Amerikan Tıp Konseyi kısıtlı kullanımın ( 2,5 mg/kg/gün) sağlık üzerine güvenli olabileceğini bildirmiştir. Yine araştırmalarda Sakkarin’in epitel dokuda yapısal değişikliğe neden olacağı savunulmuş ve bebeğe geçip birikim yapacağı belirlenerek çoğu ülkede hamile kadınlarda kullanımı yasaklanmıştır.

Aspartam (Aspartyl phenylalanine methyl ester, E951)

Aspartik asit ve fenilalanin maddelerinden laboratuar ortamında sentezlenmiştir. Aspartam şeker değeri 180 dir, yani bildiğimiz şekerden 180 kat daha fazla tatlıdır. Kalorisi şekerin yarısı kadardır.
Aspartam zararları
Aspartamın içinde yüzde 40 oranında sinirsel bir uyarıcı olan “Aspartik asit” yüzde 50 oranında fenilalanin (fazla alındığında beyin için zararlı) ve yüzde 10 oranında “metil alkol” var. Metil alkol vücutta kanserojen bir madde olan formaldehite dönüşüyor. Aspartamın zararları saymakla bitmez. İtalya’daki Ramazzini Vakfı 2005 yılındaki deneylerde aspartamın farelerde kansere yol açtığını tespit etti. 1500 farenin yemeklerine Dünya Sağlık Örgütü tarafından öngörülen tüketim miktarı olan kilogram başına 40 miligramın yarısı, yani 20 miligram yapay tatlandırıcı eklendi. Bir süre sonra farelerin kansere yakalanma oranlarında ciddi artış olduğu tespit edildi. Sıcaklık arttıkça moleküler yapısı bozulduğundan pişmiş ürünlere aspartam eklemek ya da aspartamla yemek pişirmek de sakıncalıdır. Dünyada yaklaşık 6000 hazır yiyeceğin içinde aspartam bulunmaktadır. Aspartam çok ucuzdur, örneğin bir tepsi baklavada 2,5 kg. şeker kullanılır, bu miktar 5 TL’ye denk gelirken, sadece 0,5₺’lik aspartam ile aynı tat elde edilir. Aspartamın zararları: Kanser, Parkinson, MS, depresyon, kas spazmları, migren, baş dönmesi, halüsinasyon, işitme kaybı ve görme kaybı.

Asesülfam K (Acesulphame, Acesulfame Potassium, Ace K, E950)

1967 yılında Alman kimyacı Karl Clauss tarfından bulunan Asesülfam K beyaz renkli, kokusuz, kristal yapıda kalorisiz bir tatlandırıcıdır. Şeker değeri 200 dür, yani şekerden 200 kat daha tatlıdır. Ağızda yedikten sonra acımsı bir tat bırakır. Kalorisi düşük ürünlerde tatlandırıcı olarak kullanılır. FDA günlük kullanıma uygun olarak onaylamıştır. Gazlı ve gazsız içeceklerde, sür ürünlerinde, dondurmalarda, reçellerde, jölelerde, fırınlanmış ürünlerde, sakızlarda, bazı sebze turşularında, meyve suyu konsantrelerinde, diş macunu ve ağız spreylerinde kullanılır.
Asesülfam K Zararları
Muhtemelen kanserojendir. Bazı fareler üzerinde yapılan deneylerde göğüs kanseri olma riskini arttırdığı görülmüştür. Uzun dönemli kullanımda başağrısı, depresyon, karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarına yol açtığı belirtilmektedir.

Sorbitol (glycitol, glucitol, sorbol, E420)

Fruktoz ve glukozun hidrojenasyonu sonucu oluşan bir şeker alkolüdür. Sorbitol’ün şeker değeri 0,6 dır, yani şekerin yarısı kadar tatlıdır, Kalorisi sofra şekerininkine eşitttir. Elma, kuru erik, kiraz ve üzüm gibi taneli ve tanesiz birçok meyvede bulunan doğal bir karbonhidrat alkolüdür. Yapay olarak glikozdan hazırlanır. Emildikten sonra früktoza dönüşerek aynı yoldan yıkıldığı bilinmekle birlikte, organizmanın bu şekeri ne hızda yaktığı tam bilinmemektedir. Birçok unlu mamüllerde ve şekerleme ürünlerinde kullanılır. Özellikle şekersiz sakızlarda sorbitol sıkça kullanılmaktadır.
Sorbitol Zararları
Günlük alım miktarı 30 gramı geçtiğinde hazımsızlığa ve laksatif etkisi ile ishale yol açar. Ayrıca yapılan değişik çalışmalar Sorbitol’ün fazla kullanımının Kolon Kanseri’ne, mide ağrısına, göz hücrelerinin yapısının bozulmasına, katarakt oluşumuna, böbrek rahatsızlıklarına ve yüksek tansiyona sebep olabileceğini göstermiştir.

Mannitol (D-Mannitol, mannite, E421)

Mannoz ile fruktozun redüklenmesiyle elde edilen bir şeker alkolüdür. Mannitol şeker değeri 0,5 dir, yani şekerin yarısı kadar tatlıdır, Kalorisi de şekerin yarısı kadardır. Gıda sanayinde, çiklet ve şeker üretiminde tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Bir çok şekersiz diye satılan üründe kullanılır, özellikle şekersiz sakızlarda.
Mannitol Zararları
Mannitol’un bilinen ciddi zararı yoktur ama bazı araştırmalarda yüksek doz kullanımında beyinde ödem oluşmasına yol açtığı belirtilmiştir. Önerilen dozlarda kullanınız.

Ksilitol (Xylitol, E967)

1981 yılında Alman kimyacı Emil Fischer tarafından bulunan xylitol yiyeceklerde tatlandırıcı olarak kullanılmaya başladı. Ksilozdan türeyen, 5 karbonlu bir şeker alkolüdür. Xylitol şeker değeri 1 dir, yani şeker kadar tatlıdır, Kalorisi de şeker kadardır. Diş çürüklerine karşı koruyucu etkisi bulunmaktadır. Doğal olarak meyve ve sebzelerde bulunmaktadır. Sakızlarda, diş macunlarında, ağız çalkalama sularında, öksürük şuruplarında ve boğaz pastillerinde kullanılmaktadır.

Xylitol Zararları

Kedi ve köpeklere xylitol içeren sakız vermeyiniz ölümlerine yol açabilir. İnsanlar üzerinde bilinen ciddi bir zararı yoktur, ama her üründe olduğu gibi yüksek doz kullanımında sakıncalar olabilir. Önerilen dozlarda kullanınız.

Sukraloz (Sucralose, trichlorogalactosucros, E955)

Sukraloz doğal şeker kamışından elde edilir. Sukraloz şeker değeri 600 dür, yani şekerden 600 kat daha tatlıdır ve kalorisi çok düşüktür. Sukraloz üretimi sırasında, şeker molekülünün üç hidrojen-oksijen grubu, üç klorin grubu ile değiştirilir. Moleküler yapısından dolayı, insan vücudu sukralozu karbonhidrat olarak algılayamadığından, enerji için parçalayamaz ve kullanamaz. Bu nedenle, sukralozun kalori değeri çok düşüktür. Metalik tat içermez. Her türlü ısıl işleme uğrayabilir yapısı bozulmaz. Tadı şekere en yakın tatlandırıcı olarak bilinir. 1998 yılında ABD’de ve 2004 yılında Avrupa Birliği ülkelerinde Sukraloz’un tatlandırıcı olarak kullanılması uygun görüldü. FDA sukralozun gebelikte güvenli olduğunu deklare etmiş ve gebelikte kullanımına onay vermiştir. 50 kilo olan bir kişi için günlük toplam 250 mg sukraloz alımı güvenlidir. Splenda ve Sukraz isimli tatlandırıcılar sukraloz temellidir.
Sukraloz Zararları
Sukraloz’un bilinen ciddi zararı yoktur ama bazı araştırmalarda yüksek doz kullanımında farelerde DNA bozulmasına yol açtığı belirtilmiştir. Önerilen dozlarda kullanınız.

İzomalt (isomalt, Hydrogenated isomaltulose, E953)

Doğal şeker pancarından özel yöntemlerle elde edilen bir tatlandırıcıdır. İzomalt’ın şeker değeri 0,5 dir, yani şekerin yarısı kadar tatlıdır, Kalorisi sofra şekerinin yarısı kadardır. Şeker tadında ve teknolojik özelliklerinde olan Isomalt, diş dostu ve düşük kalorili olması, kan şekerini ve insülin seviyesini arttırmaması açısından, diyabetik hastaları ve şekersiz şekerli ürünler için kullanılır. 70 den fazla ülkede 1800 den fazla gıda ve ilaç ürünlerinde şeker yerine kullanılmaktadır.
İzomalt Zararları
Bilinen ciddi bir zararı yoktur, ama her üründe olduğu gibi yüksek doz kullanımında sakıncalar olabilir. Önerilen dozlarda kullanınız.

GDS

Gerçek Diyetisyenler Sitesi; sağlık bilimleri, beslenme ve diyetetik alanlarına yönelik bilgi paylaşımının yapıldığı, kâr amacı gütmeyen bir internet platformudur.

Önerilen makaleler

1 Yorum

  1. BİLİMSEL YAZI NASIL HAZIRLANMALI? Yazı çok amatörce ve bilimsellikten biraz uzak. Yapılan çalışmalara atıfta bulunuluyor ancak ayrıntılar verilmiyor. Bazı kısımlardaysa ‘muhtemelen kanserojendir’ ibaresi yer alıyor. Bilimsel bir yazıda böyle bir ifade ciddiyetsiz duruyor. Aspartamdan bahsederken içeriğindeki fenilalanin’in fazlasının beyin için zararlı olduğu yazılmış. Aspartam içeren tatlandırıcıların tüketimiyle alınan fenilalaninin miktarı, günlük et ve süt tüketiminden gelen fenilalaninden çok çok daha düşük bir miktardadır. Bu durumda beyne zarar gelmesin diye et süt gibi fenilalanin içeren besinler tüketilmemeli midir? Bir de Türkiye Diyetisyenler Derneği geçen aylarda konuyla ilgili BİLİMSEL ve Uluslararası konuşmacıların olduğu bir kongre gerçekleştirdi. O sonuçların da incelenmesini tavsiye ediyorum. Şeker endüstrisinin tatlandırıcı tüketiminin azaltılıp daha çok şeker kullanılmasını istediğinin göz önünde bulundurulması dileğiyle… ELEŞTİRMEK YERİNE BEN DE YAZI HAZIRLAYIP GÖNDERMELİYDİM.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir