Sönmezer, tüp bebek tedavisi, çiftler için sabır isteyen ve her türlü sonuca hazırlıklı olmayı gerektiren zorlu bir süreçtir. Tedavi fiziki olarak asla kişiyi zorlamaz, aksine beklenenden daha kolay ve zahmetsiz olduğunu çoğu çift kabul eder. Ancak, olumlu bir ruh hali ile tedaviye başlanmadığı takdirde çiftleri çok yoran ve yıpratan bir süreç haline gelebilmektedir.
Tedaviye başlamadan önce hastanın kendisini bu tedavi süreci ve sonuçlarına karşı psikolojik olarak hazırlaması gerekir. Stresi azaltmak için bazı aktivitelerde bulunmak, düzenli egzersiz ve doğa yürüyüşleri yapmak, doğru beslenmek, negatif etki oluşturabilecek kişilerden ve ortamlardan uzak durmak, zihinsel ve fiziksel olarak pozitif ve hazır hissetmek tedavide başarı şansını artıran etkenlerdir. Bu süreçte baba adayı tedavi kadına uygulanıyor nasıl olsa diye geride durmamalı, anne adayı ile arasındaki iletişimi her zamankinden daha sıkı tutmalı, ona her konuda destek olmalıdır. Tedavi sürecinin olumsuz sonuçlanacağı endişesi bir kenara bırakılmalı, şayet çeşitli nedenlerle olumsuz sonuçlanırsa bile 3 ay sonra tekrar denenebileceği unutulmamalıdır, dedi.
Tedaviye başlamadan önce ideal kiloyu yakalamak için diyetisyen yardımı alınabilir
Tüp bebek tedavi yönteminin doğal bir gebelik süreci olarak kabul etmek gerektiğini ifade eden Op.Dr. Meltem Aksu Sönmezer,
Çünkü bu yöntemle gebe kalan kadınlar da normal bir hamilelik dönemi geçirmektedir. Çiftin kendi sperm ve yumurtası ile oluşan ve dünyaya gelen bebek diğer bebeklerden farksızdır. Beslenme her konuda olduğu gibi tüp bebek tedavisi sürecinde de çok önemlidir. Çünkü; tedavide başarıyı artıran etkenlerden biri de ideal kiloda olmaktır. Tedaviye başlamadan önce ideal kiloyu yakalamak için diyetisyen yardımı alınabilir. Tüp bebek tedavisi sürecinde bol sıvı almak gerekir. Kola, çay, maden suyu yerine günde en az 2-3 litre su tüketilmelidir, diye konuştu.
Nohut, kuru fasulye, barbunya gibi baklagillerin sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini kaydeden Dr. Sönmezer,
Haftalık yemek programında en az 2 gün kuru baklagiller olmalıdır. Protein, mineral ve omega3 bakımından en zengin olan besin balıktır. Haftada en az iki kez balık tüketmek, tedavi başarısını olumlu etkiler. Kızartma, ızgara gibi pişirme yöntemleri yerine; haşlama, buğulama, fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Ayrıca makarna ve sebzeler çok fazla haşlanmamalıdır. Folik asit bakımından zengin yeşil yapraklı sebzeler, fındık ve badem gibi kuruyemişler tercih edilmelidir. Şeker tatlı ve tatlandırıcırılardan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır, açıklamalarında bulundu.