Karatay: “Diyetisyenler neredeyse beni mahkemeye verecekler”

canan karatay diyeti, canan karatay kim, canan karatay diyet listesi, canan karatay kitapları

Prof. Dr. Canan Karatay, her ne kadar meslektaşları ve diyetisyenler eleştiri yağmuruna tutsa da, doğru bildiğini söylemekten asla vazgeçmiyor.

İlk kitabı çıktığından bu yana tam 7 yıl geçmiş, meslektaşları tarafından çok sert eleştirilse de o halka sağlıklı beslenmeyi anlatmak için ant içmiş gibi. Hiç durmadan

Ekmek yemeyin, şeker yemeyin, gözünüzü, kulağınızı açın, diyor. Evet, Prof. Dr. Canan Karatay’dan bahsediyorum. Her ne kadar meslektaşları ve diyetisyenler eleştiri yağmuruna tutsa da, doğru bildiğini söylemekten asla vazgeçmiyor. Karatay kahvaltısı eşliğinde yaptığımız bu sağlık dolu röportaj pazar gününüzü aydınlatsın ve pazartesiye sağlıklı başlamanız için motivasyon olsun.

– Hocam erkekler isyanda en son “Erkekler kendilerine bakmazlarsa kadınlardan daha az yaşar. Bir telomerleri doğuştan eksik” demişsiniz.
Kadınlarda 2 tane xx olduğu için normalde 8 tane telomerimiz var. Ama xy olduğu zaman bir bacak eksik oluyor. O zaman 8 telomere karşı, erkekler 7 telomerle doğuyorlar. Onun için kendilerine çok daha iyi bakmaları lazım.

– Sertab Erener “Ben bir hap kullanıyorum, bu hapla birlikte telomerlerimi uzatıyorum” iddiasında bulundu. Bu hapın kullanılması ne kadar doğru?
Telomer uzatmak kesinlikle ticari bir kavram. Piyasaya sürülmek istenen bir ilacın tanıtımı için, tanınmış kişileri bu şekilde kullanarak toplumu etkileyerek toplum mühendisliği yapılıyor.

– Hocam İngiltere’de bir araştırma yapılıyor. Tip 2 diyabetlilere 850 kalorilik bir beslenme planı veriliyor. Şeker yasak. Bu şekilde tip 2 diyabetten ve ilaçlardan kurtuluyorlar. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Bir kere kalori hesabı tarihe karıştı. Şeker hastalığının genetik olmadığı yüzlerce kere gösterildi. Sadece diyabet değil, tiroit hastalığı da aynı. Temeli vücuttaki hormonal dengenin bozulması, temeli vücuttaki hücrelerin sapıtması.
“Kanser dahil bütün hastalıklar önlenebilir”

– Hastalıkların temeli düzgün beslenmemekle ve yaşamamakla alakalı yani.
Ben bunları anlatıyorum, diyetisyenler bana karşı çıkıyor, kıyamet koparıyor, beni neredeyse mahkemeye verecekler. Kardeşim tamam ben sadece beslenmeyi anlatmıyorum ki, ben diyet vermiyorum ki! Kronik dediğimiz hastalıklar, iyileşebilir. Bu hastalıklar genetik değildir. Bütün hastalıklar geçebilir, kanser de dahil, obezite de, felç de dahil, önlenebilir. İlerlemişse de gerileyebilir. 50 yıllık bir hekim olarak, kalp profesörü ve iç hastalıkları profesörü olarak, bu hastalıkların ve onlara bağlı ölümlerin önlenebilir olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

“Bebekler artık kör olarak doğuyor”

– Sağlıklı beslenmek nereden başlıyor hocam?
Ana rahminden başlıyor. Ana rahminden önce annenin babanın planlı bir gebeliği varsa, onların hazırlanmasından başlıyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde 10 yaşındaki İdil isimli kız çocuğumuz şeker koması ile hayatını kaybetti. Çok acı bir olay bu, Allah rahmet eylesin…

– Neden 10 yaşındaki bir çocuk şeker komasına girer?
En büyük neden, gebelere şeker yüklemesi yapılması, çocuklara aşıların yapılması, otizmin artması da buna bağlı. Karatay senelerden beri söylüyor. Kulaklarınızı açın. Gözünüzü açın.

– Onunla ilgili de jinekoloji uzmanları size karşı çıkıyor. “Gebelikte şeker testinin yapılması gerekiyor, yoksa hamile kadınların hayatlarını kaybetme riski var” diyorlar.
Şeker hamile kalmadan kesilecek. Ben bunu söylüyorum. Gebelik şekeri takibi de gebelik başından itibaren yapılacak, 24. haftaya kadar beklenmeyecek. 24 haftalık bir bebek düşünün, 650 gram, bir parmak kadar da pankreası var gelişmekte olan. Ve de daha telomerleri gelişmemiş. Siz ona yüksek doz yetişkin şekeri gönderiyorsunuz. Sadece pankreas değil, bütün hücreler daha gelişmemiş, bütün hücrelerde gelişme duruyor. Mesela bebekler artık bağırsakları açılmadan doğuyor, bağırsakları gelişmeden doğuyor, yemek borusu gelişmeden doğuyor, bebekler kör doğuyor. Bunların sebebi ne diye araştırılsın, bana hücum edeceklerine.

“Siyez buğdayı buzulların altında saklanıyor”

– Diyetisyenler “Glüteni tam olarak hayatımızdan çıkarmamalıyız” diyorlar. Doğru mu?
Tam olarak zaten çıkarmamıza imkan yok, çünkü domateste bile var. Farkında değiller. Eğer çok ileri derecede glüten hassasiyetiniz varsa uzak duracaksınız. Mesela bizim geleneksel siyez buğdayında da glüten var ama yüzde 10 oranında. Onun bir zararı yok, asıl ekmek o, geleneksel ata tohumumuzdan yapılan.

– Yeniden hatırlanması çok iyi bir şey o zaman.
Norveç’te bir ada vardır. Oğlum oraya araştırma yapmaya gitti. Kutup çizgisinin içinde, buzullar altında, müthiş tohum bankası var, batı bu tohum bankalarını, senelerdir buzulların altında saklıyor. Ve bu tohum bankalarının içinde siyez buğdayı var.

“Öğrencilere tavsiye ”

Öğrenciler 9-10 tane yumurtayı köy tereyağına kırsınlar, yesinler. Yanında da beyaz peynir, zeytin yiyince bakın bütün gün acıkıyor musunuz? Bakın derslerde başınız yere düşüyor mu?

“Turp ve havuç yiyin düz duvara tırmanın”

– “Turp ve havuç yerseniz düz duvara tırmanırsınız” demişsiniz. TT oldu bu sözünüz de geçenlerde.
Turp yerseniz turp gibi olursunuz. Dinçleşirsiniz, sizi kimse tutamaz. Beyaz peynirin yanında ekmek yemeyin. Evde turp varsa turp, havuç varsa havuç, çiğ olarak yiyin o zaman düz duvara tırmanırsınız.

Gözaltlarınız mor ve şişse dikkat!
Vücudunuz alarm veriyor!

– Hocam herkes alerji. Neden bu kadar çok arttı?
Alerjinin artması demek vücutta bağışıklık sisteminin çökmesi demek. Bağışıklık sistemini de çökerten yapay gıdalar, trans yağlar, margarinler. Bir de kullanılan kimyasallar. Yutamadığınız hiçbir şeyi yüzünüze sürmeyeceksiniz. Çünkü o vücuttan emiliyor. Ve bütün hormonsal dengeyi bozuyor. Tabii ki ekmekler ve fabrikaya girmiş çıkmış her türlü un da bunu yapıyor. Çünkü modern buğdaydaki glüten çok fazla biliyorsunuz.

– Glüten neden zararlı?
Modern buğdayda yüzde 60-80 oranında glüten var bunu siz çok fazla vücuda soktuğunuz zaman bilin ki bağışıklık sisteminiz çöküyor. Glüten bağırsaklardaki dost bakterileri öldürüyor.

– Deterjanlar peki, çok kullanıyorlar çünkü?
Alerjilerin en büyük sebeplerinden biri de aşırı titiz annelerin devamlı kullandığı çamaşır suları, deterjanlar. Neredeyse bütün çocukların astımı var, bütün çocukların burnu tıkalı. Annelerin de burnu tıkalı. Hepsinin gözlerinin altı şiş, mor. Bu çocukluktan beri düşük yoğunluklu bir mücadele olduğunu gösteriyor vücutta, sizi koruyan hücreleriniz, bu yabancı toksik hücrelere devamlı savaş açmış.

Karatay’ın kitapları Harvard’da

– 3 kitabınız Harvard’ın kütüphanesine girdi. Tebrik ederim.
Evet, “Karatay Diyeti’yle Yaşam Boyu Sağlık”, “Karatay Mutfağı ve Karatay Diyeti’yle Obezite” ve “”Diyabete Çözüm Var” kitapları Türkçe olarak girdi Harvard Kütüphanesi’ne.

– Hocam buna da eleştiriler oldu. Harvard’ın kütüphanesine girdi kitaplar ama bu bilimsel olduğunu göstermiyor dediler. Ne söyleyeceksiniz?
Hiçbir şey demeyeceğim. Şöyle, herkes düşüncesini ifade etmekte serbesttir. Voltaire diyor ki, “Sizinle aynı düşüncede olmak mecburiyetinde değilim ama fikrinizi ifade edebilmeniz için hayatımı dahi verebilirim.” Niçin koyduklarını da söyleyeyim. Çünkü kitap 1 milyondan fazla sattı. Eğer bir profesörün sağlık alanında yazdığı kitap serisi1 milyondan fazla satarsa alıp inceliyorlar, buradakiler gibi çamur atmıyorlar.

İşte meşhur Karatay kahvaltısı

Canan Hoca’yla o çok meşhur Karatay kahvaltısını yaptık. Tabii ki asla ekmek yok. Peynir, zeytin, mevsim yeşillikleri, havuç, tahin ve ceviz… Yumurtayı da ister tereyağına kırın yiyin, ister menemen yapın. Bir de alabildiğince çay. Bu arada bir gözlem; Canan Hoca Türk kahvesini çok seviyor. Sohbetimiz sırasında 2 tane içti. Tabii ki şekersiz…

[toggle title=”Milliyet”]http://www.milliyet.com.tr/diyetisyenler-neredeyse-beni/pazar/haberdetay/17.12.2017/2573909/default.htm[/toggle]

GDS

Gerçek Diyetisyenler Sitesi; sağlık bilimleri, beslenme ve diyetetik alanlarına yönelik bilgi paylaşımının yapıldığı, kâr amacı gütmeyen bir internet platformudur.

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir