Kakao, ekvator bölgesinde yetişen bir bitkidir.
Doğal yetişme alanı Güney Amerika, Batı Afrika, Batı Hint adaları olmakla beraber, Tropiklerin genelinde yetiştirilmektedir. Theobromin adlı bir alkaloit eldesinde ve kakao yağı eldesinde kullanıldığı gibi, kakaonun tohumları da çikolata yapımında kullanılmaktadır.
Kakaonun yapısında yoğun şekilde bulunan epi-kateşin bir çok bitkinin yapısında yer alan güçlü bir antioksidanttır.
Epi-kateşinin en yoğun şekilde bulunduğu bitkiler sırasıyla: kakao, çay ve siyah üzümdür.
Kakao ağacını doğal yetişme alanları And Dağları’nın etekleri ile Amazon ve Orinoco ırmaklarının havzalarının 200–400 m yakınlarındaki yükseltilerdir. Orta Amerika’ya Mayalar tarafından getirildiği sanılmaktadır. Ilık iklimlerde düzenli yağmur alan, verimli topraklarda yetişir.
Yapılan yeni bilimsel çalışmalarda kakaoda bulunan epi-kateşinin iştah kontrolü sağladığı, vücut ağırlığının kontrolüne hatrı sayılır oranda katkı sağladığı bulunmuştur.
Kakao geleneksel olarak Aztekler tarafından su ve baharatla karıştırılarak, özellikle dinsel ayinlerde kullanılan çikolata yapımında kullanılıyordu.
İspanyol istilasından sonra Avrupa’ya getirilen kakao, süt ile karıştırılarak kullanılmaya başlandı ve kısa sürede popüler oldu. Kakao tozu zamanla kakao yağı ile karıştırılarak bugünkü çikolata ortaya çıktı.
Günümüzde çikolata ile birlikte kakao tozu ve yağı en faydalı besinlerdendir. Böğürtlen, ahududu, çilek, yabanmersini gibi meyveler ondan sonraki sırada yer alır.
Yapılan çalışmalarda vücut ağırlığı başına 1,6mg’dan daha fazla alınan kakaonun, besin tüketimini 1/5 oranında azalttığı; daha düşük mg dozlar ile yapılan bilimsel çalışmalardaysa benzer etkinin sağlanamadığı görülmüştür.
Kakao, dünya çapında 70 bin kilometrekarenin üzerinde bir ekim alanına sahiptir. Üretimin % 40’ını gerçekleştiren Fildişi Sahilleri’ni, %15’er payları ile Gana ve Endonezya izlemektedir. Diğer kakao üreticileri, küçük miktarlarda olmakla beraber, Brezilya, Nijerya ve Kamerun’dur.
Kakao içerisindeki antioksidantlardan ötürü IR (insülin rezistansı) olan hastalarda, 15 günlük düzenli kullanımın ardından pozitif etkileri olduğu, IR (insülin rezistansı) düzeyini düşürdüğü görülmüştür.
Katılımcıların siyah ve sütlü çikolata tüketmelerini sağlayarak yapılan bir başka bilimsel çalışmada, siyah çikolata tüketen katılımcıların çikolata yedikten sonraki öğünlerinde, sütlü çikolata tüketenlere göre % 17 daha az kalori aldıkları görülmüştür.
%70 – 80 kakao içeren 100g çikolata tüketildiğinde, 600Kcal enerji, 10g kadar da diyet lifi alınmaktadır.
Kakao ağacının tohumları ya hemen ya da bir süre sonra mayanlandırılır ve ardından kurutulur. Böylece tohumun acı lezzeti kaybolur ve hoş bir koku meydana gelir. Bu taneler kavurulurak, un haline getirilip yağı alınır. Sonra yeniden öğütülerek, toz halindeki kakao elde edilir. Kakao, sütle karıştırılıp içilir, ayrıca yağı alınmamış kakao tohumlarından çikolata yapılır.
Kakaonun iştah kontrolüne olan katkısının incelendiği bilimsel çalışmalarda, diyet lifi içeriğinden ötürü besin tüketiminin azaldığı saptanmıştır. Dahası için diyetisyeninize danışınız.