HIV infekte bireylere uygulanan tıbbi yardım ve beslenme tedavisi, bu bireylerin yaşam standardını ve süresini artırmaktadır.
Klinik çalışmalara göre, bu dönemde beslenme tedavisi, yaşam kalitesini yükseltiyor ve kimi sorunları hafifletiyor. HIV infekte bireylerin ‘Beslenme Durumunun’ takibi bulaş olduğu tespit edildiği andan başlayarak sürekli şekilde izlenmelidir.
1. HIV infekte bireylerde vücut bileşimi
Hastalığın bulaşması ile vücut ağırlığında kayıplar başlar, beraberinde vücut bileşimi de değişmektedir. Vücut yağ düzeyi (yağ dokusu) ve kas dokusu (yağsız vücut kütlesi) azalır. Kas kütlesinde azalma başlar. Vücut ağırlığı kaybından daha önemlisi yağsız vücut kütlesinin kaybının azaltılmasıdır. Yani kasların kaybının durdurulmasıdır. Bu kişinin yaşam süresini uzatacaktır.
2. HIV infekte bireylerde ağırlık kaybı
HIV/AIDS’te ağırlık kaybıyla beraber beslenme sorunları da ortaya çıkabilir. Bu durum fiziksel değişime yol açarak kişinin psikolojisini de önemli ölçüde etkiler. Malnütrisyon, birçok problemi beraberinde getirecektir.
3. Kötü beslenmede birden fazla etken yer alır
Yetersiz besin alımı yani aoreksi ve iştahsızlık
Ağırlık kaybı, mide ve bağırsak sistemi bozuklukları, bulantı ve kusma, ağızdaki yaralar gibi HIV infeksiyonunda görülen bulgular sonucunda ortaya çıkar.
Ağız içi dokusu ağrıları
Çeşitli enfeksiyonlardan dolayı oluşur. Yemek borusu rahatsızlıklarıyla beraber yutma güçlüğü, ağrı ve acı hissedilir ve bu beslenme korkusu yaratır. İshal oluşmasıyla yiyeceklerin emilimi azalır. Fırsatçı enfeksiyonlar vücuda yerleşmeye başlar. Bunlar iştahı etkileyip yemek yemeyi olumsuz etkiler.
Psikososyal etkiler
Endişe ve depresyon en sık görülen belirtiler olup, yiyecek alımını zorlaştırır. Birçok HIV infekte bireyde, kişi istediği yerde çalışama veya iş değiştirme şansına sahip değildir. Bunun ekonomik duruma yansıması yiyecek alımını ve yeterli beslenmeyi zorlaştırır.
4. Sağlıklı beslenme düzeni için diyetisyene başvurmaktan çekinmeyin
- Farklı yiyecekler içeren karışık bir diyet tüketilmesi sağlanabilir.
- Tahıllar: Çeşitli ekmekler, bulgur, makarna, bisküvi, pirinç ve çeşitli unlu gıdalar bu gruptadır.
- Sebze ve meyveler: Bütün sebzeler, yeşil yapraklı olanlar, kök ve gövde olanlar (havuç, patates gibi), bütün meyveler bu gruba girer.
- Et-süt ve ürünleri: Kırmızı etler, tavuk, balık ve diğer deniz ürünleri), yumurta, peynir, yoğurt, ayran ve kuru baklagilleri içeren geniş bir yelpazedir.
- Katı ve sıvı yağlar: Tereyağı, hayvansal yağlar ve diğer bitkisel yağlar.
- Böyle düzenlenen bir diyet sadece enerji sağlamaz, aynı zamanda gerekli karbonhidrat, protein, yağ, posa, antioksidan,vitamin ve mineralleri de sağlar.
- Bol miktarda sebze, meyve ve tahıl tüketin; enerji, karbonhidrat, posa, vitamin ve mineraller için çok iyi kaynaktır.
- Az yağlı, özellikle katı yağı az (tereyağ, iç yağı vb) bir beslenme modeli oluşturun.
- Yeterli ve dengeli miktarda yiyecek tüketerek ve egzersiz yaparak sağlıklı ağırlıkta kalın
Alkol alışkanlığınız yoksa başlamayın, varsa alımını bırakın
Orta miktarda şeker ve şeker içeren yiyecekler tüketin. Bal, reçel pekmez, rafine şeker ve tatlılardan uzak durun
Tuzu ve tuzlu yiyecekleri az tüketin. Salamura ve tuzlanmış besinlerden, et ürünlerinden, turşu vb. besinlerden uzak durun. - Emzirmeyin. Hastalık etkeni anne sütü ile bebeğe de geçecektir.
- Kalsiyum ve demirden zengin yiyecekler tüketin. Süt, yoğurt, peynir, kefir kalsiyum kaynağıdır. Kırmızı etler ise demir ve B12 vitamini kaynağıdır