Sağlığın korunmasında beslenmenin önemi ilk çağlardan beri bilinen bir olgudur.
Taş tabletlerde hastalıklarda beslenmede yapılacak uygulamalar
M. Ö. 2500 yıllarında Babil’de bulunan taş tabletlerde hastalıklarda beslenmede yapılacak uygulamalar ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. M.Ö 460 – 377 yıllarında yaşayan ve tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat’ın:
Diyetle tedavi edebileceğiniz hallerde ilaç tavsiye etmeyiniz, dediğini biliyoruz.
Yine 11. yüzyılda Çinli bir doktor:
Hastasını diyetle tedavi eden, ilaçla tedavi eden daha üstündür demiştir.
Pek çok hastalığın gelişiminde ve tedavisinin etkinliğinin arttırılmasında diyetin önemli rolü olduğu pek çok araştırma ile kanıtlanmış durumdadır.
Diyetler 20. yüzyılın sonuna kadar doktor tarafından belirlenmiştir
Diyetler 20. yüzyıl sonuna kadar doktor tarafından belirlenmiş ve diyet hemşireleri aracılığı ile hastaya ulaştırılmaya çalışılmıştır.
Diyetin bir diyetisyen kontrolünde hazırlanması
Diyetin bir diyetisyen kontrolünde hazırlanması 1899 yılında gerçekleşmiştir. Diyetin doktor ve hemşire dışında başka bir sağlık personeli tarafından kontrole alınması gerektiği ilk kez Amerika‘da gündeme gelmiştir.
Amerikan Tıp Derneği 1877 yılında kendisine bağlı bir Diyetetik Komitesi oluşturmuş ve komitenin başına o sıralar bir yemek öğretmeni olarak görev yapan fakat tarifeleri daima besinlerin sağlıkla ilişkilerini göz önüne alarak hazırlatmasıyla ünlü Sarah Tyson Rarer‘i getirmişlerdir.
Mrs Rorer aynı yıl Diyetetik Gazetesi adı ile bir yayına başlamıştır. Gazete çok ilgi görmüş ve kendisine her gün yüzlerce; su şişmanlatır mı, sıcaklarda et mi, sebze mi yemeli gibi sorularla dolu mektuplar gelmeye başlamıştır. 1880’de 3 doktor Mrs Rorer’a kurumlarında bir diyet mutfağı açmasını önermişler ve o tarihten sonra hastanelerde diyet mutfağı yaygınlaşmaya başlamıştır.
Diyetisyen adı ile meslek tanımlanması
Bu gelişmelerden sonra diyet alanında çalışacak kişi gereksinimi ağırlık kazanmış ve 1899 da diyetisyen adı ile meslek tanımlanmıştır. İlk tanım şöyledir:
Diyetisyen, besin ve beslenme konusunda eğitim almış ve tanımlanan diyet tedavisini uygulayabilecek kişidir.
Beslenme alanındaki gelişmelerin hız kazanması
Beslenme alanındaki gelişmeler bu tarihten sonra hız kazanmıştır. Vitaminler diyetisyen tanımının yapılmasından 6 yıl sonra kimyasal olarak tanımlanabilmiştir. Daha sonra besinlerin bileşimleri ve besin ögelerinin vücuttaki fonksiyonları üzerine çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Bu durum tıpta tedaviden çok korunmanın önemli olduğu konusundaki görüş ağırlık kazandırmaya başlamış ve koruyucu hekimlik daha da önemli olmuştur. Bu durumda diyetetik alanı daha fazla ilgi çekmeye başlamış ve sadece hastalıkta nasıl bir diyet uygunacağı değil, sağlığın korunması için neler yenilmesi gerektiği üzerinde çalışmalar yapılmaya ve rehberler oluşturulmaya başlanmıştır.
Tıp Fakültelerinde beslenme dersleri
Bu arada Tıp Fakültelerinde beslenme dersleri okutulmaya başlanmıştır. Amerika’da Tıp Fakültelerinde bu dersi ilk açan yer John Hopkins Üniversitesi’dir. 1903 de üniversite bünyelerinde 3 aylık diyetetik kursları açılmaya başlanmıştır. Bu kurslara kabul edilmek için temel bilimlerden birinden mezun olmak ve 25 yaşın üzerinde olmak koşulu getirilmiştir. Bu kurslardan geçenlere diyetisyen denilmeye başlanmıştır. Diyetisyenlerin o tarihlerde bir örgütleri yoktur, fakat 1909 yılında kurulan Ev Ekonomistleri Derneği‘ne üye olarak iletişimlerini sağlamaya çalışmışlardır.
Diyetisyenlik mesleğinin önem kazanması
Diyetisyenlik mesleği Birinci Dünya Savaşı sırasında önem kazanmaya başlamıştır. 1917 yılında İngiltere’de 2.500.000 erkek askere alınmak için sağlık kontrolünden geçirilirken bunların %41’inde beslenme bozukluğu olduğu saptanmış ve askere alınmaları uygun görülmemiştir. ABD’nin savaşa girmesiyle besinleri satın alma, saklama ve servisinde dikkat edilecek noktaları öğretecek, askerlerin besin ihtiyaçlarını ve yemeleri gerekli miktarı tayin edecek, hasta ve yaralıların beslenmesini planlayacak kişi ihtiyacı ortaya çıkıyor, bu amaçla orduya diyetetik formasyonu olan 356 kişi alınıyor.
O yıl Ev Ekonomistleri Derneği savaş nedeniyle yıllık toplantılarını iptal ediyor. Lenna Cooper ve Lulu Graves isimli iki diyetisyen:
Amerikan Diyetetik Derneği’nin kurulması
Şimdi diyetisyenlerin bilgilendirilmeye daha çok ihtiyaçları var, diyerek tüm diyetisyenleri davet ediyor ve bir konferans düzenliyorlar. Bu konferansa 98 kişi katılıyor ve toplantıda Diyetisyenler Derneği kurulmasına karar veriliyor ve 1917 de Amerikan Diyetetik Derneği (ADA) adı ile derneklerini kuruyorlar. ADA ilk toplantısını 1918 yılında yapıyor ve o yıl ihtiyaç nedeniyle diyetetik hizmetlerini 4 alana ayırıyorlar. Bunlar,
- Tedavici Diyetisyen,
- Yönetici Diyetisyen,
- Toplum Sağlığı Diyetisyeni,
- Eğitici Diyetisyendir.
Diyetisyenlik eğitimi 1922 de dört yıllık eğitime geçiyor ve dernek 1925 yılında “Journal of American Dietetic Association” adlı bir dergi yayınlamaya başlıyor. Dernek ilk erkek üyesini 1930 yılında alıyor.
Sonraki yıllarda çalışma hayatındaki kişilerin sayısının artışı ve kadınların çalışma hayatına başlaması ev dışında yemek yemeyi gündeme getirince yönetici diyetisyen olarak tanımlanan kurum diyetisyenliği ağırlık kazanmaya başlıyor ve yemek servisi veren kurumlar diyetisyen istihdam etmeye başlıyorlar.
1939 da II. Dünya savaşı patlak verince diyetisyenlik yine önem kazanıyor ve orduya 1300 diyetisyen çağrılıyor.
RDN veya RD (Registered Dietitian)
1969 da diyetisyen olarak çalışılabilmesi için RD (registered dietitian) koşulu getiriliyor. RD olabilmek için formal eğitimden sonra Amerikan Diyetetik Derneği tarafından akredite edilmiş bir kurumda bir yıl stajyer olarak çalışmak gerekiyor. ADA 1977 yılından itibaren yoğun bir şekilde hizmet içi eğitim seminerleri düzenlemeye başlıyor. 1984 de Amerikan Diyetisyenler Derneği’nin 51.000 üyesi bulunuyor. Bugün bu sayı 67.000’e ulaşmış bulunmaktadır.
Diğer ülkelerde diyetisyen derneklerinin kurulması
Daha sonra Amerika’yı diğer ülkeler izlemeye ve Diyetetik Dernekleri kurmaya başlamışlardır.
- İsveç (1921)
- Danimarka (1923)
- Japonya (1926)
- Kanada (1933)
- İngiltere (1936)
- Hollanda (1941)
- İsviçre (1942)
- Yeni Zelanda (1943)
- Norveç (1948)
- Fransa (1954)
- Avusturya (1955)
- Almanya (1957)
- İrlanda (1960) yılında derneklerini kurmuşlardır.
Türkiye de dahil diğer ülkeler derneklerini bu tarihten sonra kurmaya başlamışlardır.
Diyetisyenlerin çalışma alanlarının gelişmesi
Diyetisyenlik mesleğindeki gelişmeye paralel olarak diyetisyenlerin çalışma alanları da oldukça fazlalaşmıştır. Filipinli meslektaşımız Orbeta’nın söylediği gibi:
Nerede besin varsa orada diyetisyen için altın bir kâse vardır.
Diyetisyenlerin çalışabildiği alanlar
- Eğitim kurumlarında Eğitici Diyetisyen olarak
- Araştırma kurumlarında Araştırmacı Diyetisyen olarak
- Hastanelerde Tedavi Edici Diyetisyen olarak
- Diyabet Diyetisyenliği,
- Renal Diyetisyenlik,
- Onkoloji Diyetisyenliği
- Enteral-Parenteral Ünite Diyetisyenliği,
- Poliklinik Diyetisyenliği…
- Toplu Beslenme Yapılan Kurumlarda Yönetici Diyetisyen olarak,
- Okul,
- Banka,
- Kamu kurumu gibi yiyecek içecek servislerinde,
- Lokanta,
- Otel vgibi yiyecek servislerinde,
- Yaşlı Bakım Evlerinde,
- Yemek Fabrikalarında
- Toplum Sağlığı Diyetisyeni olarak,
- Bakanlıklar,
- Ana-Çocuk Sağlığı Merkezleri,
- Uluslararası Yardım Kuruluşları…
- Besin Endüstrisinde ürün danışmanı diyetisyen olarak
- Özel Danışmanlık Ofislerinde
- Sağlık Kulüpleri ve fitness merkezleri gibi yerlerde danışman ve spor diyetisyeni olarak
- Sporla uğraşan kişi ve gruplara beslenme danışmanı olarak,
- Gazete, dergi yazarlığı, radyo, TV gibi medya programlarında danışman ve program yapımcısı olarak…