Dünyanın başa çıkamadığı obezite ve kilo problemleri başta olmak üzere kronik hastalıklarda ve sağlıkta beslenme konusunda vatandaşlarımıza hizmet sunan beslenme ve diyetetik lisans mezunu diyetisyen arkadaşlarımızın çalışma hayatlarında yaşadıkları sorunlar görmezden gelinmemelidir.
Bugün Avrupa ülkelerinde 100.000 kişiye 16 ila 25 diyetisyen düşerken ne yazık ki Türkiye’de 100.000 kişiye yalnızca 5 – 6 diyetisyen düşmektedir.
Koruyucu ve önleyici sağlığın temel aktörlerinden biri olan sağlıklı beslenme dikkate alındığında diyetisyenlerimizin kamuda daha fazla istihdam edilerek mevcut görev yapanların hem iş yükleri azaltılmalı hem de topluma tamamına kaliteli bir hizmet vermenin yolu açılmalıdır.
Ayrıca diyetisyen arkadaşlarımız talepleri dikkate alınarak mali ve özlük haklarında iyileştirmeler yapılmalıdır. Çalışma ortamları gereksinimler doğrultusunda yeniden dizayn edilmelidir ve kamu hastanelerinde diyetisyenlere gereken önem mutlaka verilmelidir çünkü diyetisyenlerin verdiği hizmet toplumun sağlıklı olması ve bireylerin hastalanmaması adına yapılması gerekenlerde ciddi bir önem taşımaktadır. Bu önem dikkate alınarak diyetisyenlerle ilgili düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
Ülkemizin dört bir tarafında hiç bir fedakarlıktan kaçınmayarak çeşitli sorunlar içinde mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalışan diyetisyenlerin mağduriyetleri giderilmesini, özlük ve sosyal haklarının geliştirilmesinin takipçisi olacağız.