Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır.
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından:
Sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi, olarak tanımlanmaktadır.
Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının ortalama %15-20’sini, kadınlarda ise %25-30’unu yağ dokusu oluşturur.
Erkeklerde bu oranın %25, kadınlarda ise %30’un üzerine çıkması durumu obezite olarak tanımlanır.
Obezite oluşumunda aşırı ve yanlış beslenme ile fiziksel aktivite yetersizliği en önemli neden olarak kabul edilmektedir. Ayrıca genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyokültürel ve psikolojik pek çok faktör birbiri ile ilişkili olarak obeziteye neden olabilmektedir. Bununla birlikte, bazı hormonal ve sendromik hastalıklar da obezite ile sonuçlanabilir.
Obezite; tedavi edilmediği takdirde yan etkileri ile hayat süresini kısaltan, hayat kalitesini bozan, doku ve organları olumsuz etkileyen kronik bir hastalıktır.
Dünyada her yıl 2,8 milyon insan, fazla kilolu (obezite de dahil) olmak nedeniyle hayatını kaybetmektedir. DSÖ verilerine göre, fazla kiloluluk ve obezite Avrupa’daki yetişkinlerde
- Tip 2 Diyabetin %80’inden,
- iskemik kalp hastalıklarının %35’inden ve
- hipertansiyonun %55’inden sorumludur ve her yıl 1 milyondan fazla ölüme neden olmaktadır.
Fazla kilo ve obezite; tansiyon, kolesterol, trigliserit ve insülin direnci üzerinde olumsuz metabolik etkilere yol açmaktadır.
Hareketsizlik yüzünden her yıl 3,2 milyon insan hayatını kaybetmektedir.
Düzenli fiziksel aktivite; yüksek tansiyon gibi kardiyovasküler hastalık, diyabet, meme ve kolon kanseri ve depresyon riskini azaltmaktadır. Meme ve kolon kanserlerinin yaklaşık % 21-25’inin, diyabetin % 27’sinin ve iskemik kalp hastalığının % 30’unun ana nedeninin fiziksel aktivite yetersizliği olduğu tahmin edilmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de obezite görülme sıklığı giderek artmaktadır. TNSA (Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması, 2010) sonuçlarına göre obezite sıklığı;
- 19 yaş ve üzerinde % 30,3 iken
- erkeklerde % 20,5 ve
- kadınlarda % 41 olarak bulunmuştur.
Aynı araştırma sonuçlarına göre ülkemizde
- 12 yaş ve üzeri bireylerin % 71,9’unun hareketsiz yaşadığı,
- 6-11 yaş çocukların ise %58’i düzenli egzersiz yapmadığı saptanmıştır. (bu oran kızlarda %68,2, erkeklerde %49,3’dur)
DSÖ Avrupa Ofisince 2013 yılında gerçekleştirilen ve 21 ülkenin katıldığı Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması‘na ülkemiz de katılmıştır. Bu araştırmada
- 7-8 yaş grubu çocukların 14,2’si fazla kilolu,
- %8,3’ü obez olarak tespit edilmiştir.
Tüm maddi ve manevi kayıpları önlemenin en önemli yolu bireylerin obez olmalarının önlenmesidir. Bu amaçla obezite ile mücadele anne karnından hayatın sonuna kadar sürdürülmesi gereken bir zorunluluktur. Bilimsel çalışmalar, doğum öncesi ve gebelik döneminden itibaren annenin yetersiz ve dengesiz beslenmesinin obezite oluşumuna neden olabileceğini göstermektedir. Ayrıca tüm bireylerin, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı hayat alışkanlıklarının kazandırılması gerek önleme gerekse tedavide önem taşımaktadır.
Çocuklarımızı ve gençlerimizi de etkileyen bu hastalıkla etkin şekilde mücadele etmek, toplumun obezite ile mücadele konusunda bilgi düzeyini artırarak bireylerin sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmalarını teşvik etmek ve böylece obezite ve obezite ile ilişkili hastalıkların (kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, kas-iskelet sistemi hastalıkları) görülme sıklığını azaltmak amacıyla “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” 2010 yılından itibaren uygulanmaktadır.
Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı çercevesinde, obezite ve obezite ilişkili hastalıkların önlenmesi, erken tanı ve zamanında tedavi edilmesi için, birinci basamak sağlık hizmetlerine entegre edilmesi gerekir.
Bu kapsamda birinci basamak sağlık hizmetlerinde görev yapan aile hekimlerimize yönelik olarak hazırlanan Obezite İle Mücadele El Kitabı hazırlanmış, toplum sağlığı merkezlerimizde obezite danışmanlık birimlerimiz açılmıştır. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırlması için verilen beslenme tedavilerinde standartların belirlenmesi için aşağıdaki başlıklarda:
Diyetisyenler İçin Hasta İzleme Rehberi/Ağırlık Yönetimi El Kitabı, hazırlanması planlanmıştır:
- Bireysel Beslenme Danışmanlığı Programı (Kısa dönemli-12 haftalık),
- Grup Standart Beslenme Danışmanlığı Programı (Kısa Dönemli-12 haftalık),
- Yaşlılarda Ağırlık Yönetimi Bireysel Standart Beslenme Danışmanlığı Programı,
- Adölesan Ağırlık Yönetimi Bireysel Standart Beslenme Danışmanlığı Programı,
- Tip2 Diyabetli Bireyler İçin Beslenme Danışmanlığı Programı,
- Gebelik ve Doğum Sonrası Kilo Yönetimi Standart Beslenme Danışmanlığı Programı,
Çalıştaya ilgili uzmanlık dernekleri ve üniversitelerin ilgili kliniklerinden akademisyenler ; Bakanlığımızın ilgili birimleri davet edilmiştir.
Diyetisyenler İçin Hasta İzleme Rehberi/Ağırlık Yönetimi El Kitabı çalıştayı 12-13 Aralık 2016 tarihinde Ankara’da Notte Otel’de gerçekleştirilmektedir.