Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhittin Tayfur DytMag Dergisine tüm diyetisyenler için yazdı.
Prof. Dr. Muhittin Tayfur kimdir?
Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Teknolojisi Yüksek Okulu, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden 1982 yılında mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Programı’nda 1985’de Yüksek Lisans, 1991’de Doktoramı bitirdi. Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Teknolojisi Yüksek Okulu, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde 2000 yılı Eylül sonuna değin çalıştı. Buradan Yrd. Doç. Dr. Unvanı ile öğretim üyesi kadrosunda iken istifa ederek Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde görev aldı. Hala Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde çalışmakta.
Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Teknolojisi Yüksek Okulu, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nün akademik kadrosunda ilk erkek araştırma görevlisi olarak 1982’de göreve başladı. Yine aynı birimde 1992 yılında da ilk Yrd. Doç. Dr. unvanı ile atanmış olan erkek öğretim üyesidir. Yine Türkiye Diyetisyenler Derneği’ne de 1982’de katılan ilk erkek üyesidir.
Türkiye Diyetisyenler Derneği’nin kuruluş amacı nedir?
Türkiye Diyetisyenler Derneği (TDD)’nin kuruluş amacı tüzüğümüzün 2 ve 3. Maddelerinde belirtilmiştir. Madde 2’ye göre: Türkiye içinde diyetisyen unvanını alarak ilgili Fakülte ve Yüksekokul’dan mezun olan kişileri bir araya toplamak ve Madde 3’deki faaliyetleri yürütmektir. TDD’nin kuruluş amacı dernek tüzüğünün 3. Maddesinde açıkça belirtilmiştir.
Buna göre TDD’nin kuruluş amacı aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirmektir. Derneğin amaçları ve faaliyetleri şunlardır:
a. Diyet ve Beslenme konusunun Türkiye’de yayılması ve tanıtılmasını sağlamak
b. Diyet ve Beslenme konusunda ulusal ve uluslararası konferanslar ve seminerler tertiplemek ve bu gibi çalışmalara iştirak etmek
c. Diyet ve Beslenme konusunda bilimsel yayın yapmak
d. Beslenme sorunu olan bölgelere veya afet durumlarında gıda ve beslenme eğitimi çalışmalarına katkıda bulunmak ve bu gibi teşkilatlarla işbirliği yapmak
e. Asli üyelerin çalışma sahalarını hazırlamak ve kanuni teminatlarının alınması için çalışmalar
yapmak
f. Mevzuat bakımından sağlık personeli arasındaki yerlerini tayin etmek ve mesleki zorlukları önleyici çarelere başvurmak
g. Diyetisyen yetiştirmeyi teşvik edici faaliyette bulunmak
h. Beslenme ve diyetetik bilimi ile ilgili yurt dışı dernek ve benzeri kurum ve kuruluşlara üye olmak,
i. Beslenme ve diyetetik bilimi ile ilgili tek başına veya yurt içi ve yurt dışı çeşitli kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak araştırma, proje, vb… yapmak.
j. Dernek faaliyetlerini gerçekleştirmek ve gelir temin etmek üzere iktisadi işletme kurulabilir.
k. Yardım Toplama Kanunu ve bu ana tüzük hükümlerine uygun olarak yardım ve bağış alır.
l. Yasal koşulları yerine getirerek araştırmalar ve projeler için yurt içi, yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan maddi yardım alır.
m. Amacı ile ilgisi bulunan ve kanunlarla yasaklanmayan alanlarda, dernek, vakıf, sendika ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere yönetim kurulu kararı ile platform oluşturabilir.
Dernek ne gibi çalışmalar yapmıştır ve yakın gelecekte veya uzun vadede “Diyetisyenlik” mesleği adına eylem planları nelerdir?
TDD Yönetim Kurulu olarak üyelerimizle birlikte kurumsal bir temel oluşturmak, gelecek 10 yıl içerisinde de kendimizi ve mesleğimizi yeniden düzenleyerek üst basamaklara çıkmayı amaçlamaktayız. TDD yönetimini devir aldığımız 8 aralık 2015 tarihinden bu yana yapılan ve planlanmakta olan faaliyetlerimiz vardır. Bunlardan bugüne kadar gerçekleştirilen faaliyetlerimizden bazıları şunlardır:
- TC Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı tarafından 03/07/2015 tarih ve 29405 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri
Hakkındaki Yönetmelik”te diyetisyenler lehine değişiklik isteği ile ilgili kuruma başvuru yaptık. Bunun sonucunda da isteğimiz dikkate alınmış, yönetmelikte değişiklik yapılması için çalışmalar başlamıştır. Bilindiği gibi mayıs ayında bir hükümet değişikliği yaşanmış, 24 Mayıs 2016’da 65. Hükümet kurulmuştur. Hükümet değişikliği ile Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı’ndaki bazı üst düzey yöneticiler de değişmiştir. Bu sırada Resmi Gazete yayımlanmak üzere sırada bekleyen “Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkındaki Yönetmelik” de yayımlanmak üzere sırada bekleyen diğer tüm kamu kurumlarının yönetmelikleriyle beraber uygulamalar gereği (Yönetmeliği yeni Sağlık Bakanı, Müsteşar, Müsteşar Yardımcıları, Kurum Başkanlarının tekrar gözden geçirilerek imzaya açılması için) yönetmeliklerin düzenlendiği Bakanlıklara iade edilmiştir. Son alınan bilgilere göre de Sağlık Bakan’lığı ilgili yönetmeliğin değişikliklerin yapılması, genişletilmesi ve yeniden çalışılması için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’na geri göndermiştir. - 3 Mart 2016’da Ankara’da Basınla tanışma toplantısı yapılmış, Sağlık Muhabirleri ile bir araya gelinmiştir. Değişik gazete, dergi, radyo ve TV’lerde konuşmalar, yazılı açıklamalar yapılmıştır.
- TDD olarak Sağlık Bakanlığı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne ilettiğimiz yazıda; kamuya ve özele ait sağlık tesislerindeki diyet polikliniklerinde tedaviye yönelik diyet danışmanlığı hizmeti verildiği belirtilmiş, söz konusu hizmetin yoğun emek gerektiren bir hizmet olması ve bu hizmetin kaliteli sürdürülebilirliği açısından geri ödeme kapsamına alınması istenmiştir. Sağlık Bakanlığı’na bağlı kamu hastaneleri ve üniversitesi hastanelerinin temsilcilerinin katılımı ile Bilimsel Komisyon oluşturulmuş, Tıbbi diyet tedavisinin doğrultusunda Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) Sağlık Hizmetleri Komisyonunca hekimin kararıyla tüm bu gerekçeler belirlenmiş olan Ayaktan düzenlemenin bir ücret karşılığında yapılmasının eklenmesi uygun görülmüştür. Bu konu SGK’da üst yönetiminden alınacak randevularla SGK’ya da iletilecektir.
- Yine TDD olarak Sağlık Hizmetli Genel Müdürlüğü’ne iletilen ilgi yazıda; Sosyal Güvenlik Kurumu SUT’nin 4.2.16- “Doğuştan Metabolik Hastalıklar İle Çölyak Hastalığı” başlığı altında yer alan hastalık raporuna dayanılarak hastaların kısıtlı diyetleri sebebi ile hayati öneme sahip özel formüllü un ve özel formül içeren mamul ürünler (makarna, şehriye, bisküvi, çikolata, gofret vb.) için bir aylık ödenmesi öngörülen ücretlerin yeniden Kamu Sağlık Hizmetleri Satış Tarifesi ve SUT kapsamında revize edilmesi önerilmiştir.
- İstanbul ve İzmir İl temsilcisi ve yardımcıları belirlenmiştir. İstanbul il temsilciliği ile birlikte 5 Haziran 2016’da 400’ü aşan diyetisyenin katılımı ile kahvaltılı bir toplantı yapılmıştır.
- Nestle firması ile “Dengeli Beslen Mutlu Yaşa” konulu bir proje yürütüyoruz. Ülkemizde 11 ilde halka bigiler veriliyor, eğitim yapılıyor. Böylece hem topluma hizmet ediyor, hem basın toplantılarında, eğitim toplantılarında derneğimizi, mesleğimizi de tanıtıyoruz.
- 4 ve 5 Haziran 2016’da Ankara’da Malnütrisyon Kursu düzenlenmiştir.
- Diyetisyenlerin klinik nutrisyonda çalışma ilkelerini ve çerçevesini belirleyen bir yönerge hazırlanmıştır. Hazırlamış olduğumuz yönerge 4 ve 5 Haziran 2016’da Ankara’da düzenlenmiş olan Malnütrisyon Kursu’nda tartışılmış, görüşler alınmıştır. Bu görüşler değerlendirilmiş ve son şekli ile sitemizde yer verilecektir.
- Ülkemizde Diyetisyenlik Mesleğinin 50. yılı 6 Haziran 2016’da Ankara’da bir günlük toplantı ve yemekle kutlanmıştır.
Gerçekleştirmek için üzerinde yoğun biçimde çalıştığımız ve TDD olarak yapmamız gerekenler de şunlardır: - Diyetisyenlerin Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı kuruluşlarda çalışma ilkelerini düzenleyen yönergeyi de hazırlıyoruz. Bu yönerge de sitemizde bulunacaktır.
- Beslenme ve Diyet Dergimizi elektronik ortamdan ulaşılabilir yapmak için çalışıyoruz. Böylece makale teslim etme, değerlendirme, hakemlik sürecinin hızlanması ve kolaylaşmasını, okuyucuların da rahatça ulaşmalarını amaçlıyoruz.
- Yine TDD’nin Web sitesini güncellemek, yenilemek için çalışıyoruz. TDD’nin Web sitesinde beslenme bilgi köşesi yapmayı, bazı bilgileri ve konularında uzman hocalarımızdan yazılar alarak burayı desteklemeyi düşünüyoruz. Her ay veya 15 günde bir kısa bilgileri içeren yazılar koyacağız. Böylece meslektaşlarımızın, öğrencilerin, halkın, basının beslenme konusunda güncel, güvenilir bilgilere ulaşabilmesini kolaylaştıracağız.
- Diyetisyenler olarak mesleğimizi belirten bir ambleme gereksinmemiz bulunuyor. Bu nedenle ülke genelinde grafikerlere yönelik ödüllü bir yarışma düzenlemeyi planlıyoruz. Yarışma koşulları ile ilgili alt yapı çalışmalarımız devam ediyor. Bunun sonucunda mesleğimizi anlatan, tanımlayan bir ambleme kavuşmayı umuyoruz.
- TDD ve diyestiyenlerin tanıtılması içinkamu spotları, billboardların kiralanması gerekmektedir. Buralardan Diyetisyenler ve TDD’nin tanıtılması gerektiğini düşünüyoruz. Gerekli olan bütçe sağlanırsa bu yöntem de uygulanacaktır.
- Diyetisyenlerin yaptıkları araştırmalar ve uygulamalar, çalışmaları ile takdir almaları, mesleğimize artılar katmalarını bekliyoruz. Diyetisyenlerin çalışmaları ile mesleğimizi en iyi biçimde temsil etmeleri sonucunda, alanımız dışında diğer disiplinlerce verilen bilimsel ve mesleki ödüller, uygulamadaki başarıları için verilen ödül ve takdirnameler vb nedenlerle “yılın diyetisyeni” ödülü verilmesini, Bunun için seçici bir kurul oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz.
- Diyetisyenler araştırmaların içinde olmalıdır. Araştırmalar sadece akademisyenlerin işi değildir. Diyetisyenleri araştırma yapmaya teşvik etmek, bu konuda desteklemek istiyoruz. Bütçe sağlanırsa, TDD bünyesinde bir araştırma fonu oluşturarak proje yapan diyetisyenlere önce bilgisayar, BEBİS programı, bilimsel ve teknik vb destekler sağlamak, çalışmalar yaptırmak gerektiğini düşünüyoruz.
- Diyetisyenler dışında meslekten olmayan kişilerin yazdıkları kitapları, yazılar, makaleler ve açıklamaları irdeleyen, eleştiren yazılara sitemizde yer vermek istiyoruz. Özellikle bu tür kitaplarda sayfa numaraları, yanlış yazımlar ve bilgiler, yanlış fikirler belirlenerek kısa bilgi notları ile belirtilerek eleştirilmelidir. Ayrıca diyetisyen olupta meslek standardlarının ve etik ilkelerinin dışına çıkarak uygulama, öneri vb meslek dışı davranışları sergileyenlere de buradan engel olabiliriz. Böylece bir anlamda “beslenme dedetifliğini” başlatmak ve desteklemek istiyoruz. Bu uygulama ile beslenme ve diyetetik alanında yanlış bilgilendirmeler ve yönlendirmeleri engelleyebilir, toplumu uyarabiliriz. Bütün yaptığımız ve yapmakta olduğumuz çalışmalar TDD için yeni bir temel ve yeni uygulama kalıpları, bir sistem oluşturmayı hedeflemektedir. Bu çalışmalarımızı bir “vizyon” oluşturmak için yapıyoruz. Bu temel, mesleğimizi ve derneğimizi yeniden biçimlendirerek gelecekteki hedeflenen planlarımızın iyi belirlenmesini ve açık eylemlerimizi, uygulamalarımızı ortaya koyacaktır. Bu yaklaşım tarzıyla TDD ve diyetisyenler açısından önümüzdeki 10 yıl ciddi bir hazırlık, çalışma ve etkinlik süreci olacaktır. Bu nedenle TDD için önümüzdeki 10 yılı kapsayacak sürece “Vizyon 2026” diyoruz.
Özellikle 2019 yılı bizim için çok özeldir, TDD’nin kuruluşunun 50. Yılıdır. Bu nedenle 2019’a kadar ciddi ve bilinçli adımlar atmak, TDD’nin kuruluşunun 50. Yılını önemine yakışır biçimde kutlamak, TDD hakkında: Hedef gruplarda/kitlelerde algı oluşturmak, TDD hakkındaki algıyı yönetmek üzerine yoğunlaşmak önemli hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
Derneğe kayıtlı üye sayısı nedir?
Türkiye Diyetisyenler Derneği’nin 3 Kasım 2016 tarihi, yani bugün itibarıyla üye sayısı 2027 kişidir.
Derneğe nasıl üye olunabilir ve üye olmak için mezun olmak şartı var mıdır?
TDD’ye üye olma koşulları ve işleyişi dernek tüzüğümüzün 5. ve 6. Maddelerinde belirtilmiştir. Buna göre: TDD’nin 2 tür üyeliği vardır:
a- Asli üyelik
b- Fahri üyelik
a. Asli Üyelik: Türkiye içinde veya dışında Fakülte veya Yüksekokullarının Beslenme ve Diyetetik bölümlerinden mezun olup “Diyetisyen” unvanını alanlar bu üyeliğe ait mali mükellefiyetini yerine getirme taahhüdü ile üye olma talebinde bulunurlar.
b. Fahri Üyelik: Bilfiil Beslenme ve Diyetetik mesleğinde çalışmayan fakat derneğe çalışmalarıyla yardımcı olan kişiler derneğin fahri üyesi sayılırlar.
Madde 6: Derneğe asli üye olmak isteyenler 2 fotoğrafla birlikte şekli Yönetim Kurulunca belirtilecek başvuru formunu imza ederek genel kurulca belirlenen aidatı ödemeyi taahhüt ederler. Üye olmak için Yönetim Kurulu Başkanlığına müracaatta bulunulur. Yönetim Kurulu, üyelik için yapılan müracaatları en çok 30 gün içinde üyeliğe kabul veya isteğin reddi şeklinde karara bağlayıp sonucu müracaat sahibine yazılı olarak bildirir.
a. Başvuruları kabul edilenler asli ve fahri üye olarak deftere kayıt edilir ve kendilerine birer üyelik kartı verilir.
b. Asli üyeliği isteme, bu tüzük ile öngörülen maddi ve manevi yükümlülüklerin muntazaman
yerine getirileceğini ve Yönetim Kurulu’nca alınan ve ilan edilen kararlara tamamen uygulanacağı kabul ve taahhüt anlamını taşır.
TDD’ne asli üyelik için gerekli belgeler nelerdir?
1. Üyelik başvuru formu
2. İki adet vesikalık fotoğraf
3. Diploma fotokopisi
4. Nüfus hüviyet cüzdanı fotokopisi
5. Dernek hesabına yatırılmış 2016 yılı için 50₺ üyelik ücreti, 10 ₺ başvuru ücreti dekont fotokopisi. (Toplam 60 ₺)
Banka hesap numaraları
- Ziraat Bankası Hamamönü Şubesi
- 56521324
- Uluslararası Hesap No: TR85 0001 0007 0656
- 5213 2450 01
Başvuru belgelerinin gönderileceği adres
- Talatpaşa Bulvarı, Gevher Nesibe İşhanı, No:113/44 Hamamönü/Altındağ/Ankara
- https://www.tdd.org.tr/iletisim.php
Derneğin mali olarak belirli giderleri veya uygulanılması hedeflenen planlar için bir mali desteğe ihtiyacı var. Bu noktada üye aidatları yeterli mi?
Son yapılan bütçe hesaplamalarına göre 15 Ekim 2016 tarihi itibarıyla TDD’nin üyelik aidatlarından geliri toplam 11.240 ₺’dır. Bu miktarın 4.140 ₺’sını TDD’ye 2016 yılında yeni üye olan diyetisyenler (69 kişi) ödemiştir. Geri kalan 7.100 ₺’lık kısmını ise aidat ödemelerinde özenli davranan, borcu olmayan eski üyelerimizin aidatları (64 kişi) oluşturmuştur. TDD’nin her ay düzenli yaptığı zorunlu harcamaları vardır. Bunlar: Sekreter maaşı ve SGK ödemeleri, hukuk müşaviri ve mali müşavir ödemeleri, bina aidatı, telefon, internet, elektrik, doğal gaz ve diğer giderlerdir. Bu durumda TDD her ay en az 6.000 ₺ harcama yapmaktadır. Bu yıl toplanan aidat gelirlerinin TDD’nin 2 aylık harcamalarını bile karşılayamadığı görülmektedir. Eğer yıllık üyelik aidatları düzenli ödenirse, bugünkü üye sayımıza göre TDD’nin yıllık geliri yüzbin ₺’yi aşmaktadır. Yine önceki dönemler dikkate alınarak 2010-2016 aidatlarını ödemeyenler nedeniyle TDD’nin üyelerinden bugüne kadar ödenmemiş toplam dörtyüz bin ₺’yı aşan üye aidatları alacağı bulunmaktadır. Sonuçta TDD’nin çok önemli miktarda üyelik aidatları gelirinden ve kaynaktan yoksun kalmış olduğu görülmektedir. Bu durumda TDD yönetimi, TDD Tüzüğünün 30. Maddesinde belirtilen faaliyetleri ile gelir sağlamak durumunda kalmaktadır. TDD yayını olan Beslenme ve Diyet Dergileri 500 adet olarak basılmakta, büyük bir çoğunluğu üyelerimizce ilgi duyulup satın alınmadığı için satılmadan TDD merkezinde kalmaktadır.
Daha önceki dönemlerde basılan toplantı, eğitim, seminer ve konferans kitaplarının da çoğunluğu satın alınmadığı için elde kalmıştır. Günümüze kadar TDD’ye bağış yapma işlemi ise yeterince işlememiş ve ciddi miktarda hiç bağış olmamıştır.
TDD’ye bağış bulmak, bağış yapabilecekleri yönlendirmek gerekir. Bunların dışında toplantı, eğitim, seminer ve konferans gibi faaliyetlerden, kuruluşlarla projeler yaparak TDD’ye gelir sağlanmaya çalışılmaktadır.
Diyetisyenler derneğin kendilerine daha çok sahip çıkmasını beklerken derneğe üye olmamalarını ve üyelerin düzenli olarak aidatlarını yatırmamalarını neye bağlıyorsunuz?
Diyetisyenlerin önemli bir kısmı derneği, çalışmasını, işleyişini bilmiyor. Yine önemli sayılarda diyetisyen dernek denince bazı olumsuz görüşlere sahipler. Oysa önce TDD’nin tüzüğünü, dernekler yasasını okumaları gerekiyor. TDD’nin Web sayfasını incelemeleri gerekiyor. Diyetisyenler TDD’ne üye olursa yükümlülükleri, sorumlulukları nedir? Bunları nasıl yerine getirmeleri gerekiyor? Bunları öğrenmeleri gerekiyor. Eğer TDD tüzüğünü esas alarak söylersek TDD sadece üyelerine, bunlardan da “üyelik aidatlarını düzenli ödeyen üyelerine” karşı sorumludur. Ancak bizler TDD yönetimi olarak TDD üyesi olsun veya üye olmasın tüm diyetisyenleri ayrım yapmaksızın meslektaş olarak kabul ediyor, benzer sorunlara karşı uğraş vermek zorunda olduğumuz düşünüyor, hepsini kapsayacak biçimde yorumluyoruz. TDD her zaman üyeleri olan diyetisyenler, üye olmasa bile bütün diyetisyenlerin haklarını savunmaya çalışmıştır, çalışmaktadır, bundan sonra da aynı doğrultuda çalışacaktır. Haklarımızı ve sınırlarımızı korumak için hepimiz TDD çatısı altında toplanmalıyız. Enerjimizi, bilgi ve yeteneklerimizi, kaynaklarımızı birleştirmeliyiz. Bu şekilde güçlü olur, güçlü ve gür biçimde ses verir, sesimizi duyurabiliriz. Enerjimizi doğru hedeflere, doğru zaman ve yerde yöneltebiliriz. Attığımız adımlar, yaptıklarımız kalıcı, iz bırakıcı olabilir. Bu şekilde haklarımızı korur, yerimizi, sınırlarımızı sağlamlaştırabilir, mesleğimizi bir basamak yukarı taşıyabiliriz. Bir diğer konu ise üyelerin düzenli olarak aidatlarını ödememeleridir. Bu konuda ihmaller var. Üyelik aidatı yıllık 50 ₺ nasılsa öderim, daha sonra hepsini veririm gibi basit nedenlerle ertelemeler de var. Bankaya havale yapmak konusunda yakınmalar da bulunuyor. Şimdi yeni bir sistem hizmeti almak üzerinde çalışıyoruz. Buna göre kredi kartı ile hatta bir yakının kredi kartı veya arkadaşının kredi kartı ile hepsini bir kerede veya birikmiş borçlarını taksitler halinde internetten ödeme kolaylığı sağlayacağız. Aidatların bu şekilde ödenmesi, bizim açımızdan aidat ödemelerinin izlenmesine de kolaylık getirecektir. Üyelerimizi, TDD tüzüğünde yazılı olduğu gibi TDD Yönetim Kurulu’nca alınan ve ilan edilen kararlara uyacaklarını kabul ve taahhüt ettikleri, maddi ve manevi yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirmeye davet ediyoruz.
Mesleğimizin ülkemizde yeteri kadar tanınmadığını görüyoruz bu konuda dernek ne gibi çalışmalar yapmaktadır?
Değişik alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Bize başvuran diğer sağlıkla ilgi derneklerle işbirliğine önem veriyoruz. Ortak toplantılar, projeler yapmak için çalışıyoruz. Değişik gruplara eğitim, konferanslar vererek mesleğimizi, TDD’ni tanıtıyoruz. Akademik ve mesleki çalışmalar sürekli yapılıyor. Bizim en büyük hedefimiz basın da düzenli yer almak, görünmek olmalıdır. Büyük firmalarla bazı eğitim projeleri yaparak, basın toplantılarında mesajlar veriyoruz. Ancak bugünkü bütçe ve olanaklarımızla yaptıklarımız yeterli değildir. Daha profesyonel çalışmamız gerekiyor. Dünyanın en iyi ve en kaliteli hizmetini en ucuza sağlıyor olsak da bundan kimsenin haberi yoksa, geri dönüşü olmayan bir hizmet ve ürünü ortaya koymanın hiçbir anlamı yoktur. Bu aşamada Stratejik Danışmanlık hizmetinden yararlanmamızın gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Diyetisyenler ve TDD hakkında
Hedef gruplarda/ kitlelerde algı oluşturmak, TDD’nin itibarını korumak, TDD’nin itibarını desteklemek, TDD’nin itibarını arttırmak, fikirlerimiz ve görüşlerimizin toplum katmanlarına yayılması, anlaşılması, üçüncü kişilere anlattırılmasını, söylettirilmesini, yazdırılmasını hedeflemek zorundayız. Bu aşamada stratejik Danışmanlık ve tanıtımın (PR:Public Relations-Halkla İlişkiler) ne denli önemli olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır. PR görüş ve davranışları etkileyerek, kurum kimliği üzerine bir anlayış yaratan ve algılamaya sahip çıkan bir ilişkiler sistemi olarak tanımlanabilir. Bugün dünyada kuruluşlar daha çok “marka ve kaliteyi nasıl oluştururum” sorusunun yanıtını aramaktadır.
Bizim de TDD’nin bir marka olmasını, TDD’nin güvenilir bir kuruluş olarak tanıtmak, itibarını oluşturmak ve korunmasını hedeflememiz gerekmektedir. Biz de TDD’ni nasıl bir marka oluşturabiliriz? Bunun arayışındayız ve planlamalarını yapıyoruz. Günümüzde mesleğimizin gereklerini yerine
getirmenin yanında diğer meslekler ve gruplarla rekabetin beraberinde getirdiği zorlukları aşmak da ayrı bir beceriyi gerektirmektedir. Albert Einstein’ın “İlk önce oyunun kurallarını öğrenmelisiniz, sonra da herkesten iyi oynamayı.” sözünün gereğini yerine getirmemiz gerekmektedir. Bu aşamada TDD olarak Stratejik Danışmanlık ve tanıtımın önemine inanmalı, ciddi ve yoğun biçimde profesyonel PR Danışmanlık Hizmetlerini almamız gerekmektedir. Profesyonel PR hizmetinin ciddi yüklü bir bedeli, maliyeti olup bu hizmetin alınması için ayrılmış önemli bir bütçeye gerek duyulmaktadır. Bunun için TDD’nin önemli gelirlere, kaynaklara gereksinmesi vardır. Böylece basında sürekli ve düzenli olarak yer alabilir, her yaptığımızla, her attığımız adımdan topluma, kişive kurumlara mesajlar verebiliriz. Beslenme konusunda birikime sahip olan, bu konuda konuşma ve açıklama yapma yetkisi, öncelik hakkı TDD ve diyetisyenlerindir.
Topluma verilen bilimsel değeri bulunmayan, yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeler olduğunda karmaşa olmaktadır. Beslenme konusunda toplum açmaza düştüğünde ve besinler, beslenme ve sağlık konusunda toplumda karmaşa alarm verdiğinde buna ilk tepki verecek olanlar TDD ve diyetisyenlerdir. Yapılacak açıklamalarla toplumun güvenini kazanabilir, toplumun gözünde saygın bir meslek ve meslek kuruluşu olabiliriz. Düzenli aralıklarla, özel zamanlarda, bayramlarda, tatillerde, hafta sonlarında vb koşullarda basında görünebilir, ses verebiliriz.
Diyetisyenlere ve TDD’ne karşı basında yapılan olumsuz bir açıklamaya, sataşmaya, saldırıya hızla, zaman kaybetmeden karşı yanıtları verebilir, alanımızı, sınırlarımızı koruyabiliriz. Basında yapacağımız açıklamalarımız hemen ağırlıklı biçimde yer bulabilir, yansıyabilir, toplumda, kurumlarda ses getirebilir, hedef kitlelere ulaşabilir. Açıkçası bize karşı gelişen her hareketi ve görüşü geriletebilir, çekinilen, caydırıcı bir kuruluş ve meslek grubu durumuna gelebiliriz. Yani taşı taşla, dişi dişle kırabiliriz. Kısacası basında var olamazsak praktikte günlük yaşamda, hedeflerimiz için de hiçbir anlamda ve hiçbir şekilde var olamayız, sesimizi duyuramayız, hedeflerimize de ulaşamayız.
Diyetisyenlerin en büyük şikayetlerinden biri de devlette yeteri kadar kadro açılamaması, sağlık bakanlığıyla yaptığınız görüşmeler var mı?
Bilindiği gibi 2016 yılında 2 aşamada 130+140 atama ile toplam 270 diyetisyen Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Kurumu’na atanmış olacaktır. Ayrıca 2017 planlamasında 520 yeni diyetisyen kadrosu, 03/11/2016 tarihinde ve 29877 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kadroların değişikliği 03/10/2016 tarihindeki Bakanlar Kurulu’nca 190 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 7. ve 9.’ncu maddelerine göre yapılmıştır. Buna göre Diyetisyenler Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Kurumu’nun Taşra kadrolarına atanacaktır. Ancak bizler açısından bu kadrolar ve sayıları yetersiz kalmaktadır. Günümüzde mezun olan diyetisyen sayıları, illerin Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne atanmış olan diyetisyenlerin görevlendirmelerle ilçelerde hizmet vermeleri, bu hizmetler sırasında ulaşım, yol koşulları, iklim, çevre vb diğer etkenler nedeni ile hizmet kalitelerinde sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu nedenle önümüzdeki yıllarda Halk Sağlığı Kurumu’nun daha fazla sayıda diyetisyen için kadro açılması gündeme gelebilir. Sağlık Bakanlığı’nca yapılması hedeflenen bir diğer uygulamada aile hekimliği uygulamasına destek vermek için Sağlıklı Yaşam Merkezleri (SYM) açılması planlanmaktadır. Buna göre 23.03.2016 Tarih ve 2016/5 sayılı Genelge ile TÜİK nüfusuna göre il ve ilçe merkezlerinde ilk 50.000 nüfus için bir, sonraki asgari her 100.000 nüfus için birer olmak üzere Sağlıklı Yaşam Merkezi açılması hedeflenmiştir. Türkiye’de SYM’ler yerleşim yerlerinde coğrafik ve demografik özelliklerine göre 1.117 adet olarak planlanmıştır. SYM’lerde yardımcı sağlık personeli olarak Diyetisyen, Fiziksel Aktivite Koçu, Sosyal Çalışmacı, Fizyoterapist/Ergoterapist, Psikolog, Adölesan Danışmanlığı, Çocuk Gelişimcisi, Podolog’un Ekip temelli hizmet yaklaşımı planlanmaktadır. SYM planlamasında TDD olarak öğretim üyelerimiz Prof.Dr. Nevin Şanlıer ve Prof.Dr.Neslişah Rakıcıoğlu’nun değerli katkıları ile Diyetisyen’in görev ve hizmet tanımları yapılmıştır. SYM’de görev alacak diğer meslek grupları da kendi görev tanımlarını yapmıştır. Bunlar bir sunum olarak hazırlanmış ve Sağlık Bakanına sunulmuştur.
TDD’nin buradaki başlıca hedefi, Birinci basamak sağlık bakımlarında disiplinler arası işbirliği ile diyetisyenleri desteklemek, gelecekte ülkemizin sağlık sisteminde güçlü bir meslek grubu ve ses olarak yer almalarını sağlamaktır. Bize SYM konusunda desteklerini veren değerli meslektaşlarımız Prof.Dr. Nevin Şanlıer ve Prof.Dr.Neslişah Rakıcıoğlu’na teşekkür ederiz. Bir diğer önemli husus konu ise Sağlık Bakanlığı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nca diyetisyen alınmaması durumuna dikkat çekmek istiyoruz. Bilindiği gibi ülkemizdeki kamu hastanelerine uzun zamandan beri diyetisyen ataması yapılmamaktadır. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu kendi Personel Cetveli Sitemini geliştirmiş, buna göre personel gereksinmeleri belirlemektedir. TDD olarak bizde bu konuda dünya genelinde araştırmalar yapmaktayız. Sadece gerekli makamlara yazı yazarak, randevu alarak anlatmakla diyetisyenler için kadro isteğimizi kabul ettirmeyiz. TDD olarak diyetisyen gereksinmelerini hesaplama sistemini belirlemek için ülkelerin örneklerini inceliyoruz, açık biçimde ortaya koyacak araştırmalar yapıyoruz. Bunları bir rapor olarak yazı ile ilgili kurumlara ileteceğiz. Değerli hocamız Prof.Dr. Türkan Kutluay Merdol bu çalışmalarımızda çok değerli ve önemli katkılarda bulunmuştur. Değerli hocamız Prof.Dr. Türkan Kutluay Merdol’a yaptığı değerli çalışmalar ve katkılar için teşekkür ederiz. Kamu Hastaneleri Kurumu kadrolarındaki Diyetisyenler görevlerini yaparken gerekli olan mesleki standartları ve gereksinimleri koruyabilmeli, diyetetik alanında mesleki etik uygulamalarının neler olduğu ve sorumluluğunun farkında olmalıdır.
Biz Diyetisyenler olarak güvenilir bir meslek grubu olmak ve mesleki rolümüzü koruyabilmek için profesyonel gelişimin gerekliliğini anlayabilmeli ve bunu gösterebilmeliyiz. Diyetisyenler görevlerini ve hizmetlerini bu anlayışla yerine getirmeli, hizmet kalitesini en iyi biçimde yansıtarak bulunduğu kuruma “yeni bir diyetisyen/diyetisyenler” atanması için kadro “açtırmak/istetmek” konusunda etkin ve yönlendirici örnek rol model olmalıdır. TDD’ne üye olsun veya üye olmasın bütün diyetisyenler mesleki standartları korumak ve mesleki etik ilkelerine uymak zorundadır. Diyetisyenler bu yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmek, bireyler ve topluma yarar sağlamak konusunda mesleğimiz, toplumumuz, ülkemiz ve TDD’ne karşı sorumludur.
Bu konuda dikkatli ve özenli davranılması gerektiğini vurguluyoruz. Bunlardan ayrı TDD ve diyetisyenler olarak geleceğimizi de planlamamız gerekiyor. İleride üniversitelerden yılda 8.000-10.000 kadar diyetisyen mezun olacak.
Kamudaki kadrolar dolacak. O zaman ne yapacağız? Yeni mezun olacak diyetisyenlere de iş olanağı sağlamak gerekecek. Bunun için diyetisyenin görev alabileceği yeni alanları araştırmak, bulmak, ortaya koymak gerekiyor.
Diyetisyenleri girişimci olmaları için desteklemek, yönlendirmek gerekiyor. Bu konuda da her beraber çalışmalıyız. Buna güzel bir örnek olarak genç diyetisyenlerden Mete Han Üner’i gösterebilirim. Mete Han Üner araştırmalar yapmış, ilgili belgeleri ve bilgileri bizimle paylaşıyor. İş güvenliği alanında bilim uzmanlığı yapıyor, bu alanda da diyetisyenlerin görev alması gerektiğini savunuyor. Biz de bu öneriyi inceliyoruz. Alanımızda ilgili konularda okuyan, araştıran, gören, uyaran, üreten diyetisyenlere güzel bir örnektir. Diyetisyenlerin de böyle üretken olmalarını bekliyoruz.
Diyetisyenlerin kendilerini daha iyi geliştirmeleri konusunda neler önerebilirsiniz ?
Diyetisyenlik mesleğinin çalışmaları, hakları, sınırlarının koruması konusunda da araştırmalar yapmayı, bilgimizi arttırmayı, yabancı ülkelerdeki gelişmeleri izlemeyi de görev bilmemiz gerekiyor. Diyetisyenlerin meslek yasası, görev tanımlarının yapıldığı yönetmelikler, sorumluluklarımız, meslek standartlarımız, etik ilkelerimiz hakkında donamlı olmamız gerekiyor. Üniversiteden mezun olmak ve diploma almakla diyetisyenliğin bitmediğini, yaşam boyu öğrenme ve eğitim kavramını yaşama uygulamak, değişen bilgilerin yerine güncel, kanıta dayalı ve geçerli bilgi ve uygulamaları kazanmakla yükümlü olduğumuz unutulmamalıdır. Mesleğimiz ile ilgili kurs, sempozyum, eğitim toplantıları ve kongrelere vb faaliyetlere katılmamız gerektiği, bunların izlenmesinin zorunluluk olduğu unutulmamalıdır.
Diyetisyenlik mesleği hem bilimsel hem de sürekli genişleyen bir kitle olarak büyümekte ve sürekli hareketlilik göstermektedir.
Geleceğin diyetisyenleri hem kendilerini geliştirmek hem de bilimsel uzmanlık seviyelerini, teknolojik mükemmelliği, modern diyetetik uygulamalarında uzmanlık koşullarına uyarlamak durumundadır. Diyetisyenlerin yeteneklerini güçlendirmeleri gereklidir, sürekli olarak mesleki yeteneklerini güncellemeli, çalışmalarından çıktılarını belgelemeli, beslenme iletişimindeki gelişmelerini ve konumlarını korumalıdır. Sıkı ve disiplinli çalışan, çalışmaya istekli, bilgisini uygulayabilen, değişimler ve yenilikler için mücadele edebilen ve tavrını ortaya koyabilen kişilerle diyetisyenlik mesleği ülkemizde gelişmeler sağlayabilmiştir. Diyetisyenlik mesleği yine bu dinamik özelliklerini koruyarak, geliştirerek, gelecekte de gelişmesini ve ilerlemesini sürdürecektir. Çağın gerektirdiği donanımlara, bilgi ve yeteneklere sahip olmak, bunları gerektiği gibi kullanmak zorundayız.
Alanımızda doğru soruları sorarak, ilgili konularda okuyan, araştıran, birikim yapan, gören, uyaran, üreten diyetisyenler olmalıyız. Aksi halde gelişigüzel konuşarak, yazarak ancak içimizi boşaltır, hiç bir mücadelemizi kazanamaz, sonuca ulaşamayız.
Şu anda Türkiye’nin dört bir yanında bölümümüz açılmış bulunmakta ama bu üniversitelerin bir çoğunda yeterli oranda meslekten akademisyenin bulunmaması ne gibi sorunlar doğurur?
Beslenme ve Diyetetik alanında da, toplumumuzun gereksinmelerine yönelik nitelikli diyetisyen yetiştirebilmek için mutlaka eğitim programlarının içerik ve yeterliliklerinin uluslararası düzeyde geçerli kabul edilen temel ilkelere ve ulusal düzeyde standartlara uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Günümüzde dört bir yanında Beslenme ve Diyetetik bölümleri ülkemizin diyetisyen gereksinmesi, iş bulma durumu, yeterlilik ve mesleki standartlar dikkate alınmadan açılmış bulunmaktadır. Ayrıca bu bölümlerin çoğunluğunda diyetisyen formasyonu almış öğretim elemanları hiç bulunmamaktadır.
Bazılarında sadece bölüme öğrenci alabilmek için bir tane gibi düşük sayıda kalmıştır. Bu üniversitelerden mezun olan diyetisyenlerin gerekli temel eğitim ve uygulamaları alamadıkları da görülmektedir. Bir kez düşünün diyetisyenler için gerekli olan derslerde daha önce hiçbir deneyimi, birikimi ve bilgisi olmayan, alan dışı kişilerce BES kodlu dediğimiz beslenme ile ilgili dersler verilmektedir. Örneğin ben Hacettepe Üniversitesi, , Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun oldum. Yıllardan bu yana çalıştığım konular ve verdiğim dersler bellidir.
Öğretim elemanı olarak çalıştığım bu sürede hiç bir zaman alanım dışında dersleri hiç vermedim ve de istekli de olmadım. Çünkü bu derslerle ilgili birikimim bu dersleri vermeye yeterli değildir. Bu derslerle ilgi meslektaşlarımızın bu alanda yoğun çalışmaları ve deneyimleri, birikimleri var. Bunlara saygı duymamız gerekiyor. Bir konuda okumak ayrıdır, birikim sahibi olmak, otorite, uzman olmak ayrıdır. Ancak görüyoruz ki bu alanda hiç çalışmamış, deneyimi olmamış, uygulamaları bizzat yaşamamış kısaca beslenme ve diyetetik alanında olmamış kişiler diyetisyen adaylarına Beslenme ve Diyetetik bölümlerinin temel derslerini veriyor. Örneğin Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ndeki akademisyen meslektaşlarımızın ders notlarının fotokopileri toplanıyor, yine bazı hocalarımızın yazmış oldukları kitapların kapak ve yazar bilgilerinin yırtılarak öğrencilere bölümler halinde fotokopi için verildikleri, bunları ders notu olarak okuyup gelmelerinin istendiği bizlere iletilmektedir.
Sadece ders notundan, ders kitabından, hazır bir kaynaktan okunarak meslek sahibi olunsaydı üniversitelere gerek olmazdı.
Öğrenciler sorular soracak yanıtını arayacak, onlara açıklamalar yapılarak ufuklar açılmalıdır. Ne yazık ki
Beslenme ve Diyetetik alanında yetkin olmayan ve diyetisyen formasyonu almamış öğretim elemanlarının olduğu bazı bölümlerde de eğitim böyle veriliyor. Sonuçta bu tür eğitimle diyetisyenler gereği gibi yetişememiş, temel uygulamaları görememiş, gerekli işbaşı eğitimi alamamış durumda kalıyorlar.
Gelişmekte olan sağlık hizmetlerinde biz diyetisyenleri daha değerli kılabilmek için mesleki altyapımıza ekleyebileceğimiz yetenekler nelerdir?
Diyetisyen yetiştiren eğitim programları, bugünkü uygulamalarla koşullara odaklanmalarını sınırlarsa, diyetisyenler yarının uygulamalarına hazırlıklı olamazlar. Diyetisyenleri yetiştiren bölümlerin sorunu, mezunlarını en iyi şekilde hazırlayacak eğitim içeriğini geliştirmek, bu koşulları hazırlamak, kliniklerde ve diğer uygulamalarında yeni alanlar yaratmaktır. Müfredat değişiklikleri öğrenciler ile mezunlarımızın yeteneklerini çeşitlendirmeli, hizmet kalitelerini geliştirmeli ve pazarda tutunabilmelerini geliştirecek vaka ve sorun temelli eğitim esas alınmalı, klinik ve diğer alanlarda uygulamalarda çoğul beceriler kazandırmayı içermelidir. TDD’nin EFAD Temsilcisi Değerli Meslektaşımız Doç.Dr. Zehra Büyüktuncer Demirel’in (Beslenme ve Diyet Dergisi, 2015; 43(3):237-243) yazdığı bir makalede dikkat çektiği hususlardan alıntılarla bu konu hakkında açıklama yapmak istiyorum. Ülkemizde sağlık profesyonellleri için bir kayıt ve yeterlilik sistemi olmadığından, konunun önemi günümüze kadar pek anlaşılmamış ve üzerinde de yeterince durulmamıştır. Hızla artmakta olan Beslenme ve Diyetetik bölümlerinin sayısı ve bu bölümlerden mezun olan nitelik durumları, diyetisyenlerin sayıları yakın gelecekte bu sistemin zorunlu olmasını gerektirecektir.
Avrupa’da EFAD, 1986 yılından itibaren belirli aralıklarla diyetisyenlerin eğitimlerine yönelik raporlar hazırlamaktadır.
Bu alandaki çalışmalara, Avrupa Yükseköğretim Alanında ortak bir hedef oluşturmayı amaçlayan ve yükseköğretimin yapısının yeniden oluşturulmasını taahhüt eden Bologna Deklarasyonu (Haziran, 1999) ile daha fazla ağırlık vermiştir. Bologna Deklarasyonundan sonra, EFAD’ın 2003 yılında yapılan genel kurulunda, tüm Avrupa’da diyetisyenlerin eğitimlerinin ve uygulamalarının önceliklerinin belirlenmesi konusunda bir karar alınmış, bunu izleyen iki yılda yapılan çalışmalar doğrultusunda, 2005 yılında “Avrupa Diyetetik Eğitim ve Uygulama Standartları” tamamlanmıştır.
Avrupa’da ve ABD’deki uygulamalarda Beslenme ve Diyetetik programı müfredatları için kriterlerin oluşturulması ve üniversitelerin bu programlarından mezun diyetisyenlerin mesleki açıdan yeterliliğinin değerlendirilmesi, o ülkenin Yükseköğretim Kurumu ile bir Düzenleyici Kurul’un sorumluluğundadır.
Türkiye’de ise böyle bir sistem yoktur
Ülkemizde bu sorumluluk Yükseköğretim Kurumuna aittir. Diyetisyenlerin ülkemizdeki Meslek örgütü olan TDD, özellikle Bilim Kurulu, EFAD temsilciliği aracılığıyla, bu konuda öneriler geliştirmekte, bunu ilgili kurumlara iletmektedir, fakat TDD’nin herhangi bir yaptırımı bulunmamaktadır. Bunların sonucunda da diyetisyen formasyonu almış öğretim elemanları bulunmayan bölümlerden mezun olan diyetisyenler görevlerini yaparken gerekli olan mesleki standartları sağlamak, çalışmalarında bu standartları korumak, mesleki etik ilkelerine bağlılık ve uyum konusundaki uygulamalarında farklılıklar olacaktır.
Dernek tarafından illere temsilcilikler atanıyor bu temsilcilerin illerde ne gibi görevleri ve amaçları var?
TDD İl Temsilcileri Genel merkez Yönetim Kurulu (GMYK) üyelerinden sonra TDD adına ildeki en yetkili kişidir. TDD İl Temsilcileri ildeki meslektaşlarımız arasında iş birliği, birlik ve beraberliği sağlamak için çalışır. TDD İl Temsilcileri Yardımcıları ile dayanışma ve işbirliği temeline dayanan bir takım çalışması yürütür. TDD İl Temsilcileri ve Yardımcıları temsilcisi oldukları illerde TDD’nin tanıtımını yaparak üye olmayan meslektaşlarımızı TDD’ne üye olmaya yönlendirir, yeni üyelerin kazanılmasını sağlar, üye olmalarına yardımcı olur. TDD İl Temsilcileri ve Yardımcıları sorumlu oldukları ile ve çevre illerde bulunan meslektaşlarımızla dayanışma, iletişim halinde bulunur, iletişim ağının genişletilmesine ve güncelliğinin korunmasına yardımcı olur. TDD İl Temsilcileri ve Yardımcıları sorumluluk alanlarındaki özel sektör, üniversiteler, kamu hastaneleri, özel hastaneler ve diğer kuruluşlarda çalışmakta olan diyetisyenlerin sayılarını ve unvanlarını, adres ve iletişim bilgilerini belirler, genel merkeze iletir, iletişim bilgilerini kontrol eder ve güncelliğini korur.
TDD üyelerinin üyelik aidatların toplanması, ödenmesi konusunda üyeleri yönlendirici çalışmalar yapar.
Yetki bölgesindeki TDD üyelerinin bilgilerindeki değişiklikler konusunda Genel Merkezi bilgilendirir. TDD İl Temsilcileri ve Yardımcıları TDD Genel merkezi ile her türlü iletişimi sağlar, gelişmeler ve meslektaşlarımız için yapılacak organizasyonlar konusunda bilgiler sağlar, çalışmalar yapar. TDD İl Temsilcileri ve yardımcıları dernek üyelerimizin yaşadığı idari ve yasal sorunlar başta olmak üzere tüm istek ve önerilerini kendi değerlendirmeleriyle birlikte, yine görev ve sorumluluklarına ilişkin faaliyet ve çalışmalarını TDD merkezine rapor olarak iletir. TDD yayınların tanıtılması, bu konudaki isteklerin karşılanması, TDD ve diyetisyenlik mesleğinin tanıtılması için projeler yapar. Yine TDD İl Temsilcileri ve yardımcıları diyetisyen olmadığı halde diyetisyenlik yapmaya çalışanları belirler, yasal sürecin yürütülmesi için ilgili belge ve bilgileri toplayarak genel merkeze iletir.
Diyetisyenler, derneğimiz için neler yapabilirler?
Başlıca sloganımız “TDD’ye üye ol TDD’ye üye bul” olmalıdır. Öncelikle bütün diyetisyenleri TDD’nde toplanmaya, TDD’nin saflarını sıklaştırmaya, TDD’ne üye olmaya davet ediyoruz. Meslek grubumuz, diyetisyenler vizyonu TDD sayesinde kazanabilir, yaşama aktarabilir. Bir vizyona sahip olmayan diyetisyenler evrende boşlukta kalmıştır. Bir vizyona sahip olmayan ve bireysel kalan diyetisyenlerin emek ve uğraşıları amacına ulaşamamakta, diyetisyenler bıkkınlık ve boşluk duygusu, sonuçta mesleki tükenmişlik ile karşı karşıya kalabilmektedir. Meslek grubumuzun vizyonu: meslek birliğimiz olan TDD ile güçlenir, hedefine ulaşabilir. TDD üyeliği, bir diyetisyenin mesleğine, kariyerine, geleceğine yatırımı olarak düşünülmelidir. TDD tarafından oluşturulan ünün üyelerine geniş yararları olacak, kazanımlarını teşvik edecektir. Böylesine değerli ve saygın birlik oluşturmak, bu birliğe katılmak diyetisyenlere kariyerleri için geniş yararların düzenlenmesine, ağımızın büyümesine de fırsat sağlamaktadır. TDD üyeliği öncelikle kendini yönetebilmeyi ve bir meslek örgütüne karşı sorumlulukları yerine getirmeyi gerektirmektedir. Üyelerimizi, TDD tüzüğünün gereği, maddi ve manevi yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirmeye, aidat borçlarını ödemeye davet ediyoruz.
Üyelerimizi TDD’ne bağış bulmaya, bağış yapacak kişi ve kuruluşlardan gelecek bağışları TDD’ne yönlendirmede aracı olmaya davet ediyoruz.
Yıllardan beri önceki dönemlerde de yazılı ve sözlü olarak belirtilmesine karşın üyelerimizin büyük çoğunluğunun yıllık aidatlarını ödemedikleri, üyelik taahhütlerini yerine getirmedikleri görülmektedir.
Üyelerimizi, TDD tüzüğünde yazılı olduğu gibi TDD Yönetim Kurulu’nca alınan ve ilan edilen kararlara uyacaklarını kabul ve taahhüt ettikleri, maddi ve manevi yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirmeye davet ediyoruz.
Sonuç olarak: Biz diyetisyenler meslek birliğimiz TDD çatısı altında toplanmalı, birlik olmalıyız. Tek başımıza kalırsak, bireysel çalışırsak hiçbir mesleki hedefe ulaşamayız. Yine TDD olarak günümüz koşullarında klasik yöntemlerle de başarılı olamayız. Bu röportajda TDD yönetim kurulu başkanı olarak birliğin, beraberliğin önemini vurgulamaya çalıştım. Çünkü bireysel eylemlerimiz bugüne kadar başarılı olamadı. TDD olarak uzun yıllardan beri yaptıklarımız beklentilerimizi karşılayamadı. TDD’de birleşerek aktif diyetisyenler, akademisyenler, öğrencilerimiz ve gönüllülerimizle birlikte uzun süreli, kısa süreli planlamalar yapabiliriz. Bu planlamalara göre hedefler ve adımları belirleyebiliriz. Kısacası bunu ortak akılla başarabiliriz. Yapılan planları TDD kurumsal kimliğiyle eyleme geçirebilir, TDD kurumsal olarak 50 yıla yaklaşan deneyimi, birikimi ve kimliğiyle çalışmalarımızı kazanıma dönüştürebilir.
TDD Yönetim Kurulu’nca alınan ve ilan edilen kararlara uyarak bütün üyeler bir takım halinde çalışabilir, belirlenen hedeflere enerjilerini yoğunlaştırabilir. Planlarımızda eksiklik, yetersizlik görülürse ve herhangi bir sorunla karşılaşılırsa hep birlikte yapacağımız 6 aylık, yıllık plan değerlendirmelerinde bunları giderebilir, doğrulama yapabilir, güncelleyebiliriz. Planlarımızı daha sağlıklı, verimli duruma getirebilir, ortak hedeflerimize karşı enerjimizi daha güçlü biçimde yoğunlaştırabiliriz. Bireysel kalırsak bunları asla yapamayız. Ülkemiz koşullarında biz diyetisyenler için başarıya ulaşmanın başka kısa ve güvenli bir diğer yolu bulunmuyor.
Biz TDD Yönetim Kurulu üyeleri olarak diyetisyenlerin birlikte çalışmak, hedeflere ulaşmak için gerekli olan bilgi, enerji, yetenek, donanım ve kaynaklara sahip olduklarına inanıyoruz.
Yaptığımız tüm bu açıklamalardan sonra gelecekte TDD ve diyetisyenlerin konumunu hayal etmenizi, düşünmenizi öneriyoruz. Eğer bu sürecin bir parçası olmak istiyorsanız sizi de aktif bir TDD üyesi olmaya, bu sürecin aktif bir parçası olarak, TDD yapılanmalarında, çalışmalarında katkı vermeye, görev almaya davet ediyoruz. TDD yönetimini devir aldıktan sonra 8 Aralık 2015 tarihinden bugüne kadar, TDD’nin yaptıkları ve yapmak istediklerini, projelerini ve çalışmalarını anlatmak fırsatını, Dytmag Dergisi’nde TDD’ne yer verdiğiniz için size TDD Yönetim Kurulumuz adına teşekkür ederim.