Diyabetli bireyler için diyetisyenin içinde olduğu sağlık ekibi kurulmalı!

Diyabet diyetisyen

Prof. Dr. Deyneli ekimler, hastaların yaşam alışkanlıklarında aksayan yönleri düzelterek çok daha az ilaçla tedavi uygulayabilir, ancak yeterli vakitleri olmadığı için zaman zaman gereğinden fazla ilaç kullanarak tedavi etmek zorunda kalıyor…

Diyabet, hem dünyada hem de Türkiye’de giderek artan bir hastalık olarak gösteriliyor ancak yaşam biçiminin düzenlenmesi, kalıtsal faktörlerin bilinmesi ve erken teşhisle çok daha az ilaç kullanarak bu hastalığın kontrolü sağlanabilir. Ne yazık ki bütün bunlar için hekimlerin hastalarını muayene ederken daha fazla zamana ihtiyaçları var.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli, diyabetli bireylerin tedavisinde kullanılan ilaç dozunun azaltılması ve erken dönemde belirtileri ortaya çıkmayan bu hastalık için nasıl bir yol izleneceğini anlattı.

Hekimlerin hastalarını fazla ilaç kullanarak tedavi etmek gibi bir yaklaşımda olmadığını ancak zaman sıkıntısı nedeni ile bu yolu izlemek zorunda kaldıklarına dikkat çeken Deyneli, hastalara daha fazla vakit ayırabilmek için diyabet ile ilgilenen bir sağlık ekibinin olması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Deyneli,

Bu nedenle bir

diyabet hemşiresi,

diyetisyen,

egzersiz fizyoloğu veya spor hekimi,

diyabet tedavisini düzenleyen hekim,

ayak bakımı ile ilgilenen podolog ve

medya doğru bilgilendirme için işbirliği içinde olmalı. Böylelikle diyabetli bireyde gözden kaçan noktalar çok daha erken fark edilip erken müdahale şansı olacaktır, açıklamasında bulundu.

Tip 2 diyabet erken dönemde belirti vermiyor

Diyabet hastalığının çoğu zaman hekimi yönlendirebilecek erken belirtiler vermediğini dile getiren Deyneli, sözlerini şöyle sürdürdü:

Diyabetli bireyler erken dönemde herhangi bir şey hissetmiyorlar, ama kan şekerleri yüksek seviyede oluyor. Normalde çok su içme, çok idrara gitme ve uyku hali gibi yakınmalar diyabetin belirtileridir, ancak diyabet tanısı konulanların yarısında bu belirtiler çok çarpıcı değil. Tip 1 diyabette çocukluk, gençlik veya ilerleyen yaşlarda tümüyle insülin olmadığı durumda bu belirtiler net olarak kendini gösteriyor, ancak diyabetli grubun yüzde 90-95’ini oluşturan Tip 2 diyabette hiçbir belirti vermiyor.

Bu risk faktörleri varsa mutlaka hekime başvurulmalı!

Şişmanlık, tansiyon, yüksek kolesterol, ailede diyabet hastası kişilerin olması, uyku hâli ve hâlsizlik varsa kan şekerinin ölçtürülmesini öneren Prof. Dr. Deyneli, kan şekeri ölçümü ile ileride diyabete dönüşebilecek pre-diyabet değerlendirmesinin yapılabileceğini ifade etti. Deyneli, gerektiği durumlarda ileri bir değerlendirme yapılabilmesi için açlık ve tokluk kan şekeri değerlerine bakılması ya da şeker yüklemesi yapılması ile diyabetinin farkında olmayan her iki kişiden birinin farkındalık kazanabileceğini söyledi.

GDS

Gerçek Diyetisyenler Sitesi; sağlık bilimleri, beslenme ve diyetetik alanlarına yönelik bilgi paylaşımının yapıldığı, kâr amacı gütmeyen bir internet platformudur.

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir