Depresyon ve beslenme ilişkisi

Depresyon; keyif kaybı, kendini halsiz hissetme, özgüven eksikliği, bozulmuş iştah ve uyku düzeni ve sürekli üzüntü haliyle karakterize bir hastalıktır. Günlük hayattan keyif almadan yapılan işlerden dolayı verim de düşmektedir. Bu durum daha da ciddileşip intiharla bile sonuçlanabilir.

psikoloji, psikolog, psikiatri, psikologlar derneği

Bu hastalık tarihte ilk defa Hipokrat tarafından adlandırılmış ve tanımı yapılmıştır. Burton tarafından ise beslenme kısmıyla ilgili bölümleri araştırılmıştır.

Günümüzde çok yaygın olarak görülen bir psikiyatrik hastalık olan depresyon tüm yaş gruplarında görülür. Cinsiyetler arasında ise kadınlarda erkeklerden daha fazla görülür.  WHO’ya göre 2020 yılında depresyonun stres ve kardiyovasküler sistemle ilgili komplikasyonlarda dolayı ölüme neden olan ikinci hastalık olacağı ileri sürülmüştür.

Depresyon tanısı koyulurken hemen antidepresan tedavisine başlanmak yerine psikoterepi ve tıbbi beslenme tedavisi teşvik edilirse daha olumlu ve kalıcı sonuçlar alınabilir. Çünkü alınan antidepresanlar genelde iştah açtıkları için vücudu olumsuz etkilemektedir. İştah kapatan ilaçlar ise vitamin ve mineral yetersizlikleriyle sonuçlanabilir.

[irp]

Depresyon oluşumuna etki eden nedenler

1. Genetik nedenler
2. Psikolojik nedenler
3. Biyolojik etmenler

Depresyon ve beslenme

Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar glikoz metabolizması üzerine olumsuz etkilere neden olabilmektedir. İştah artışıyla birlikte vücut ağırlığında artışlar da meydana gelebilir.

Son yıllarda beslenme ve depresyon ilişkilendirilmektedir. Mikro ve makro besinler arasından özellikle folat, tiamin, magnezyum ve omega 3 gibi bileşenlerden eksiklikler görülmektedir. Ayrıca yetersiz balık tüketimi ve düşük posa alımı yüksek miktarda işlenmiş ve hazır gıdaların tüketimi yaygınlaşmıştır. Bu durum ise depresyona yatkınlığı artırmaktadır. Batılı tarzda beslenme yerleştikçe geleneksel diyetten uzaklaşılmıştır. Bu durumda mental hastalıklarda görülme sıklığı da artmıştır. Rafine gıdalar ve basit şeker tüketimi depresyon üzerine olumsuz etkiler göstermektedir. Ayrıca depresyon serotonin düzeyinde düşme ile ilgilidir. Yeterli kadar B6 vitamini, C vitamini, folat, kalsiyum, magnezyum ve D vitamini alınmadığı takdirde depresyona yakalanma riski de artıyor. Ayrıca triptofan düzeyinin azalması da depresyona neden olmaktadır. Kompleks karbonhidrat alımı ise serotonin salınımı artırmaktadır. Beslenme beyni etkiler beyin de ruhsal durumu. Bu nedenle yakın beslenmeyle ruhsal durumun yakın ilişkisi vardır.

Yeme düzeni değişen depresyondan şüphelensin, beslenme ve psikoloji, psikoloji ve diyet

Basit Karbonhidratlar

6 ülkenin katıldığı bilimsel bir araştırmada basit şeker tüketiminin depresyon riskini arttırdığı ve mevcut depresyon durumunu olumsuz etkilediği bulunmuştur.

[irp]

Besin yetersizliği

Depresyonlu bireylerde D, C, B1, B3, B6, Folat ve B12 yetersizlikleri sık görülmektedir. Bu nedenle beslenmemizi batılı tarzda değil de geleneksel beslenme tarzında yapmalıyız ve balık tüketimini arttırmamız gerekmektedir.

Yağ, Omega3 yağ asidi, balık yağı, balık yağları, herbalife balık yağları, omega3

Omega 3

Omega 3 ten fakir besinlerle beslenen kişilerin depresyona daha yatkınlığı daha fazladır. Omega 3 alınması ise depresyon üzerine olumlu etkiler sağlamaktadır. Gebelik sonrası oluşan depresyon üzerine de olumlu etkileri olduğu yapılan çalışmalarla ortaya koyulmuştur. Mesela Eskimolarda depresyon görülmemektedir. Beslenmelerinde balığa sık sık yer verdikleri için depresyona karşı korunmaktadırlar.

vitamin d, d vitamini, d vitamini kilo, d vitamini diyet, d vitamini beslenme

D vitamini

Güneşlenme süresi ülkemizde fazla olmasına rağmen D vitamini yetersizliği sık görülmektedir. Bu da farketmeden bizi depresyona sürüklüyor olabilir. D vitamini düşük olan bireyler depresyona daha çabuk ve sık yakalanıyor. Ek D vitamini alınması yapılan çalışmalarda olumlu etkiler göstermiştir.

çay diyet, çay zararlı mı, diyette çay içilir mi, kahvaltıda çay, çay kaç kalori, yeşil çay, siyah çay kalorisi

Kahve ve çay tüketimi

Ülkemizde özellikle çay, sudan sonra en çok tüketilen içecektir. Kahve serotonin salınımını arttırarak hiç kahve içmeyenlere göre depresyona yakalanma riskini %70 oranında azaltıyor. Çay tüketimi de serotonin salınımı üzerine etki ederek depresyona karşı koruma sağlıyor.

[irp]

Depresyon ve beslenme sorunları

  • Tat olma duyusu değişir.
  • İştah artabilir veya azalabilir.( genellikle artar.)
  • Basit karbonhidrata yönelme yaşanabilir.
  • Yeme krizleri oluşabilir.
  • Yeme düzeni ve saatleri değişebilir.

[irp]

Genel beslenme önerileri

  • Az az, sık sık beslenme planı uygulanmalıdır.
  • Yağ kaynağı olarak doymuş yağ yerine doymamış yağ tüketilmelidir.
  • Trans yağ alımı azaltılmalıdır hatta hiç tüketilmemelidir.
  • İşlenmiş ve hazır gıdalar diyetten çıkarılmalıdır.
  • Bol miktarda sebze, meyve ve kurubaklagil tüketilmelidir.
  • Tam tahıl ve yağlı tohumlar tüketilmelidir.
  • Kaliteli protein kaynaklarına diyetimizde yer vermeliyiz.(et, süt, yumurta gibi)
  • Haftalık omega 3 alımımıza dikkat etmeli ve 2-3 kez balık tüketmeliyiz.
  • Yeterli sıvı alımı yapmalıyız. (Günde en az 1.5 – 2 litre)
  • Alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.

Gerçek Diyetisyenler Sitesi Uzman Yazarı - Diyetisyen fatma yılmaz

GDS

Gerçek Diyetisyenler Sitesi; sağlık bilimleri, beslenme ve diyetetik alanlarına yönelik bilgi paylaşımının yapıldığı, kâr amacı gütmeyen bir internet platformudur.

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir